Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yunan Yunan diye nicesine sarıldım, benim sadık yarim Danimarkalı'dır!

Heeyyt Yunan topraklarını fethedip geldim!  Şu kısacık olan ve zaten göz açıp kapayıncaya kadar olan tatilimde başıma neler gelmedi ki!?  Tavernaya gidip Fedon'un 3. nesil kayıp torunu gibi tabak ve gerdan kıracakken yatak döşek hasta oldum, çay bile içemedim.  Sonrasında Pringles krizine girdiğim için supermarket ararken göçmen kampına gidip yemek duası ettim.  Kiraladığımız arabayla küçük bir kaza yapıp ailecek büyük bir şoka girdik! :D Bu arada anlatacaklarıma geçmeden önce Yunanistan'ın Chios Adası'na gittiğimizi söylemeliydim sanırım. Diğer bir ismi de Sakız Adası. Evet, adanın ismi de içerisinde barındırdığı sakız ağacı ormanlarından geliyor. Ve özellikle kırsal alanlara doğru gittiğinizde dağlardan esen rüzgarda bile damla sakızı kokusunu alabilirsiniz. Şahsen babam şehir merkezinde sokakta gördüğü her sakız ağacından damlayan sakızları toplayıp çiğnedi durdu 3 gün boyunca! (Annemle biz şok!)  Onun dışında geçen yıllarda Samos ve Kos adaların

"Herkes kendi kalbinin ekmeğini yer Acun..."

"Herkes kendi kalbinin ekmeğini yer." diyen Şeyma Subaşı kadar şanslı olamadığı için serzenişe geçen büyük bir kitle oluştu Türkiye'de. Ve özellikle de Twitter aleminde.  Söylediği sözlerden tutun da , çocuğuna, yediğine, içtiğine hatta özellikle gezdiği yerlerde.  Yerden yere vuran oldu, koruyup sahiplenen oldu. Ama en güzel de mizah malzemesi oldu.  Zaten eleştirmeye ve güldürmeye yönelik şeylere aç olan toplumumuz için Bahar Candan, Mustafa Ceceli ve listenin başından asla düşmeyen Şeyma Subaşı aslında sadece birer haber malzemesi oldular.  Sırasıyla bu karakterleri inceleyecek olursak;  Bu konuşmalar ve haberler Bahar Candan'ın işine yaradı elbet. Hukuk okuyacak kadar akıllı olup da canlı yayında teletabi dansı yapması akıllarda soru işareti bırakmıştı. Gerçi popülerliği eleştri yönlü olsa da istediği şeye kavuştu. Hatta Murat Boz ve Eser Yenenler'le bile adı anılmaya başladı. Nur Yerlitaş bunu duyunca postişleri bile şaşkınlıktan ke

Koca reis yorgun...

     En son mayıs ayında çalakalem yazdığım postum sonrasında tekrardan ve devamlı olarak merhaba sevgili günlüğüm.         Koca bir eğitim yılı geçirdim tekrar ve tekrardan. Hiç sıkılmadığım kadar sıkıldım, bunalmadığım kadar bunaldım ve pazar günü girdiğim sınavdan sonra kavuştuğum özgürlüğün bile tadını çıkaramadım.  Piggy devrildi... Koca reis yorgun... Koca reis bitkin...    Hata kaza şaka bir yana gerçekten yoruldum ve artık stres atacak saçma sapan şeyler arıyorum. Eski hobilerime geri dönmeye çalışıyorum.  Yeniden örgü öreceğim, blog yazacağım, wattpad'e adım atacağım, yıllardır hayalini kurup bu yıl açması nasip olan butiğimle ilgileneceğim, fotoğrafçılık konusunda kendimi geliştireceğim, instagram'da yine paylaşımlara tam gaz devam edeceğim vs vs.  Yapmak istediğim dolusuyla şey var ve artık zamanım var.  Türkiye'de standart bir ygs/lys öğrencisi olmanın ağır bedellerini ödemekten zar zor kurtulmuşken şu birkaç gün daha sadece kafa dinle