Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir sana hastayım bir de akan burnuma!

 Evet sevgili Piggyseverler! Durumum şu anda aynen böyle. Baya bir burun akıntılı, çok boğaz ağrılı, birazcık ateşli, yatağımın etrafında sümüklü peçetelerden oluşan minik bir yığın arasında kaybolmuş vaziyetteyim.  YGS'ye 17 gün kala bu hastalık nereden çıktı bilemiyorum. Sabah okula gittim deneme oldum, sonrasında tıpış tıpış sağlık ocağının yolunu tuttum. İlaçlarımı depolayıp yatağıma sağ salim giriş yapabildim. Havalar tam da karışık giderken hasta olmamak elde değil. Son zamanlarda denemelerde gittikçe artan başarımı buraya da yazmazsam olmaz. Bu yüzden azıcık totoşum havalarda olabilir. Ama tabi ki gerçek sınavda ne olacağı hiç mi hiç belli olmaz. Öğrencilerden biri kusarsa,bayılırsa Piggy nanayı yedi demektir sevgili Piggyseverler! Zaten şu hayatta en çok korktuğum şeylerden biri kusmak öyle bir şeyi de zor atlatırım. İşim rast gitse bari.  Yine güzel başladığım yazıya kötü bir gidişat yazıyorum hemen durumu değiştirmem lazım.  Ama bu seferlik

Mr&Mrs Godzilla geliyor! Lütfen şehri boşaltın!

     Eveet, beklendiği üzere dün byük gündü, Hamburger hediyesini aldı. Instagram ve blog hesabımla resmi olarak tanıştı.  Aslında beklediğim tepki genel olarak şaşırma ve daha sonra da "Bana neden haber vermedin?" tarzı bir kızma olsa tüm düşüncelerimin aksi gerçekleşti ve ADAM BANA TEKRARDAN AŞIK OLDU!  Heeytt be! Miss Piggy gücü adına!  Böyle bir tepkiyle karşılacağımı bilseydim eğer çok önceden de verebilirdim ama etkisi bu kadar güzel olur muydu ondan emin değilim.  Ama şimdi bana 2 kat daha fazla aşk dolu baktığına tüm minionslarım adına iddaaya girebilirim!  Yılların playboy'unu da dize getirdikten sonra yapamacağım hiçbir iş yok sevgili Piggyseverler! Aa durun ama bir dakika YGS'ye kalmış şurAda 21 gün. 3,5 atmaya da yavaştan başlamışım, fazla büyük konuşmasam iyi olacak!  Yine çenem düşüp konuyu fazla saptırmadan 6. ay mevzuma geri dönüyorum. Buraya yazdım mı bilmiyorum ama hediyeyi hazırlamam baya zahmetli oldu. Daha doğrus

"En çok da kitap yazmak isterdim. Bizi, seni, beni. Bize dair her şeyi."

Hamburger'im Mickey Mouse'm En tatlı bal köpüğüm Pandam vs vs  Ve daha hatırlayamadığım bir sürü sevgi sözcüğü.  Zaten ne yazsam seni anlatmaya yetmeyecek, başlarsam sonu gelmeyecek. Ki seni bile hala daha yaşayarak öğreniyorum.  Hediyeni bir gün önceden vermek istedim. Cuma akşamı buluştuğumuzda tepkilerini yüz yüze alayım diye. Mimiklerinden her şeyi anlayabilirim zaten. Bir haftadır da için içini yiyor, biliyorum. Çok ipucu verdim belki aklına gelmiştir, belki de gelmemiştir. Orasından çok emin değilim.  Yazın olan blog olayından sonra kapatmıştım her şeyi. Senin beni yanlış anlamanı istemedim. Ama ilham perilerim havada ve kalbimde aşk kokusu olunca fazla dayanamadılar. Yine klavye üzerinden kendilerini anlattılar. Zaten ben pek konuşmadım, kalbim yazdı. (Tamam tamam inanma buna fazla sen. Çenem düşük biliyorum ama yazdım işte sadece.)  Sana söylemedim çünkü sürpriz olsun istedim. Aklımda birinci yıl sürprizi olması vardı ama bekleyemedim o ka

Hediye hazırlamak kadar zor bir şey daha olamaz!

  Sanırım şu dünyadaki en zor iş HEDİYE HAZIRLAMAK!  Ben ki moda gözüme ve el becerime güvenen bir insanım ama söz konusu hediye verilecek kişi yakınımsa olay tam bir kabusa dönüyor!  "Acaba kıyafet mi alsam yoksa ev eşyası mı? Ya da kozmetik ürünü mü? Ya rengini beğenmezse değişim de yapmazlar. Kıyafet alırsam seçim şansım daha çok gibi! Ama herkes de kıyafet alır bir farkım olmalı! Yılbaşı olsa kırmızı don al geç ama yılbaşı da geçti. Christmas temalı bir şeyler de uymaz artık bahar yaklaşıyor. Off kanka ne yapsaaakk!?" temalı cümleler eminim ki herkesin günlük hayatında ayda bir veya iki ayda bir kullandığı kelimeler. Ama şimdi durum biraz daha farklı sevgili okurlar!  6. ayımız geldi çattı. Bu akşam pazartesi, hediyeyi perşembe akşamı verip cuma günü tepkisini yüz yüze ölçeceğim. Aslında hediyelerimden biri hazır bile!  Blogum.  Ama gerçekten ve gerçekten tepkisini çok merak ediyorum. Umarım benden gizli saklı iş çevirdin deyip kızmaz. 

Bize her gün 14 Şubat klişesi!

Bugünkü post konumuz sevgilisi olan tüm kızların ortak derdi, sap olmayan erkeklerin de belki de gecelerce uykusunun kaçmasına sebep olacak korkulu rüyası!  Aslında bu durumu gözlerinde çok çok çok büyütüp işi odunluğa çeken erkekler alacağınız şey tek bir gül dahi olsa bizi ne kadar mutlu edeceğinizi tahmin edemezsiniz. Ama siz durumu tam tersine çevirip sanki her gün şömine kenarı, şaraplı, mumlu yemekler yiyormuş ve tüm harçlığı/maaşı güllere, sürpriz hediyelere harcıyormuşcasına  "Ehehehhe 14 Şubat mı? Kızım bize her gün 14 Şubat."  muhabbetini yapıp da kendinizde soğutmayın, rica ediyorum. Bizim sizden istediğimiz sadece sevgi ve ilgi. Gelip de Türkbükü'nde deniz kenarında villa istemiyoruz ki kardeşim!? Gerçi 10-15 yıl sonra durumumuza göre onu da isteyebiliriz tabi ki ama şimdilik imkanlarımız dahilinde hareket edip daha makul sürprizler bekliyoruz.  Bu kadar şaşırsak yeter aslında.  Gerçi biz Müslüman milletiz. Burada sokakta "

Bizim de kanatlarımız vardı ama acıkıncaya kadar.

Açken sen sen değilsin temasına uygun bir başlıkla başlıyorum!      Allah'a şükür bugün daha iyi haberlerle karşınızdayım sevgili Piggyseverler! Dedem biraz daha iyi ve kendinde. Dualarımız sonunda kabul oldu, ailecek sevinçten totolarımız havada geziyoruz. Bu postu da dün yazacaktım aslında ama gece evde kalmadığım için yazamadım. Malum telefondan da bu kadar şeyi yazmak ve fotoğraf seçmek çok kolay olmuyor. (Aslında internet paketimi yediğim için de olabilir!) Bu gece Hamburger'i yine Ankara'ya yolluyorum. Burdan kendi oturduğu yere gidinceye kadar bile özlüyorum ama benimki dur durak bilmeden geziyor. Gerçi en son İzmir'e gittiğinde kıyametleri koparmıştım. Birde D&R'da check-in yapıp bana 25 dk yazmayınca ağzıma geleni yazmıştım. Ama meğersem o sırada bana hediye bakıyormuş! Ne kadar ideal bir sevgili. :) Maşllahınızı buraya alabilirim. Bir de nazar duası. (Biraz daha sakin olmayı öğrenmem gerekiyor sanırım. En ufak bir olayda kıyametleri koparıp 5

Seni hava yastığı diye arabama monte ederim ufaklık.

       İstemsizce verilen bir aranın daha ardından sonra sizlerleyim sevgili okurlar! :)  Özletmeden ilk fırsat bulduğum an bilgisayarın başına geçtim, bana itaat etmekten artık vazgeçen gözkapaklarımla yoğun ve kaşıntılı bir savaş içindeyim. Ama yine de yazmaktan asla ve asla bıkmıyorum!  Şimdi de gelelim sahalardan niye bu kadar uzak kaldığıma. 80 yaşındaki koca çınarımız dedeciğim ne yazık ki anjiyo oldu. Normalde basit olarak nitelendirilen bu ameliyat bizde birazcık zor geçti. Gerek yaş gerekse dedemdeki stres ve ameliyata girerkenki heyecanı yüzünden. Birde oturduğumuz şehirdekileri doktorların ihmalkarlığı. Bu hipokrat yeminlerini tersten mi okuyorlar anlamıyorum ki bu ne biçim insan sevgisi! Sonuçta yaklaşık 4 gündür ailecek diken üzerindeyiz. Allah'a şükür bugün hala da kendinde ve benim de içim daha rahat! Lütfen birer dua da buraya alayım! Hastaneden sağ alim çıksın yeter ki. Tahmin edebileceğiniz üzere bu dört gündür bende ders çalışma falan hak g