Ana içeriğe atla

Bizim de kanatlarımız vardı ama acıkıncaya kadar.

Açken sen sen değilsin temasına uygun bir başlıkla başlıyorum!    

 Allah'a şükür bugün daha iyi haberlerle karşınızdayım sevgili Piggyseverler! Dedem biraz daha iyi ve kendinde. Dualarımız sonunda kabul oldu, ailecek sevinçten totolarımız havada geziyoruz. Bu postu da dün yazacaktım aslında ama gece evde kalmadığım için yazamadım. Malum telefondan da bu kadar şeyi yazmak ve fotoğraf seçmek çok kolay olmuyor. (Aslında internet paketimi yediğim için de olabilir!)


Bu gece Hamburger'i yine Ankara'ya yolluyorum. Burdan kendi oturduğu yere gidinceye kadar bile özlüyorum ama benimki dur durak bilmeden geziyor. Gerçi en son İzmir'e gittiğinde kıyametleri koparmıştım. Birde D&R'da check-in yapıp bana 25 dk yazmayınca ağzıma geleni yazmıştım. Ama meğersem o sırada bana hediye bakıyormuş! Ne kadar ideal bir sevgili. :) Maşllahınızı buraya alabilirim. Bir de nazar duası. (Biraz daha sakin olmayı öğrenmem gerekiyor sanırım. En ufak bir olayda kıyametleri koparıp 5 dakika sonra hiçbir şey olmamış gibi yoluma devam edebiliyorum ama karşımdaki bu ani çıkışlarıma uyum sağlayamadığı için geçimsiz durumuna düşen ben oluyorum! Ayy melek gibi kızım, beni de çıldırtmayın bir zahmet!)



Bu arada dün akşamüstü Hamburger'in sevap pointlerini artırdığını size söylemiş miydim? Çocuk artık resmen benim super kahramanım oldu. 


Dün yine strese ve biraz da (son zamanlarda) aşırı fast food tüketmeme bağlı olarak mide bulantım başladı. Valla bu kadar bulanmaya hamile olup olmadığımı sorgulamaya başladım. Bana bile aşırı gına geldi, gittiğimde sürekli gördüğüm hemşirelerin durumu ne bilmiyorum. 
Annem, babam, teyzem dedemin yanında hastanede olduğu için beni ahstaneye götürebilecek kimse yoktu. Anneannemle kaldım ama kadının zaten evde bile zor hareket ediyor, yorup fazla korkutmaya gerek yok diye düşünüp aklıma gelen ilk ismi rahatsız ettim. Kim mi? Tabi ki HAMBURGER! 


Mesaj attım ve 20 dakika sonra kapımdaydı. "The best boyfriend ever" değil de nedir? 


Gittim, doktordan biraz azar işitip (bulantımın psikolojik olduğunu söyleyip psikiyatra gitmemi önerdi) uslu uslu tahlillerimi olup serumumu yedim ve geldim. Bir dakika olsun elimi bırakmadı Hamburger. 

Allah'ım bu çocuğa her dakika daha da aşık oluyorum! Lütfen bu işe bir "dur" de!


Şimdilik Piggy'den bu kadar sevgili okurlar. Blog yazmayı birazcık aksatabilirim, bunun için hepinizden çok özür diliyorum ama malum YGS illetine 1 ay kalmışken azıcık daha matematikle boğuşup İzmir sokaklarında gezmeye hak kazanmam lazım! 

Hepinize kokulu öpücükler! 

Ve şimdilik sizleri Instagram'a davet ediyorum! :) En çok aktif olduğum (hatta abarttığım) tek sosyal ağım. 


Haydi tık tık! :)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!

Trajik başlığımdan da anlayacağınız üzere hayatım gittikçe daha değişik bir hal alıyor ve sevgilimden ismimi alacakları danaya koymasını istedim!  Evet, herkes şok!  Herkes iptal!  Ama ben daha şimdiden yaz için inek sağmayı öğrenmek istiyorum. Belki de blogger'lıktan emekli olup çiftçilik yapmanın vakti çoktaaaan gelmiştir...  Elveda Chanel no:5'ler, merhaba inek boku kokuları. Elveda hayalimdeki Tarık Ediz abiye koleksiyonu, merhaba möö'lemeler!  Ayy şaka bir yana tabiki de daha hali hazırda başlangıç seviyesinde olan elitliğimden asla ödün vermeyeceğim lakin hayvanların her türlüsünü sevmek, okşamak hoşuma gidiyor! Buna 500 kiloluk inekler de dahil. Ve yine kocaman bir EVET, inek sağmayı kendi özgür irademler istiyorum. (Şaşkınlıktan açılan ağızları kapatın bakayım! Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!) Darısı başınıza sinsiler!  ---------------------- Şimdi de mikrofonu iç sesini...

"Chanel'e ihtiyacım yok, ben aşk istiyorum."

Artık eskisinden daha farklıyım. Daha enerjik, daha gözü kara, daha eğlenceli ve daha bir sürü sıralanabilecek madde.  Ama gelin görün ki çevremde bu davranışlarımın farkında olabilecek kimse kalmadığı için fazlaca depresif görünüyorum!  Gerçi Hamburger bu halimi anlamayıp benden iyice uzaklaşıyor! Aslında tek istediğim sevgi ve ilgi! Yağmur altında kalmış kedi yavrularından hiçbir farkım kalmadığını ne zaman anlayacak?  Aslında şaka bir yana bugün dinlerken fark ettim ki hayatım şarkısı Fransızca olacakmış! Üstüne üstlük tek bir kelimesinden bile nefret ederken!  Hiç dinlediniz mi bilmiyorum ama Zaz'dan Je Veux! Tek kelimesiyle muhteşem.  Tabi eğer benim gibi cahilseniz çeviriyi okumadan dinlemek pek bir işe yaramıyor, sadece melodisi suratta bir kilo dondurma yemiş gibi ponçik bir his bırakıyor!  Şarkı için  https://www.youtube.com/watch?v=Tm88QAI8I5A Çeviri için  http://www.sarkicevirileri.com/zaz-je-veux-sarki-cevirisi/ ...

"Herkes kendi kalbinin ekmeğini yer Acun..."

"Herkes kendi kalbinin ekmeğini yer." diyen Şeyma Subaşı kadar şanslı olamadığı için serzenişe geçen büyük bir kitle oluştu Türkiye'de. Ve özellikle de Twitter aleminde.  Söylediği sözlerden tutun da , çocuğuna, yediğine, içtiğine hatta özellikle gezdiği yerlerde.  Yerden yere vuran oldu, koruyup sahiplenen oldu. Ama en güzel de mizah malzemesi oldu.  Zaten eleştirmeye ve güldürmeye yönelik şeylere aç olan toplumumuz için Bahar Candan, Mustafa Ceceli ve listenin başından asla düşmeyen Şeyma Subaşı aslında sadece birer haber malzemesi oldular.  Sırasıyla bu karakterleri inceleyecek olursak;  Bu konuşmalar ve haberler Bahar Candan'ın işine yaradı elbet. Hukuk okuyacak kadar akıllı olup da canlı yayında teletabi dansı yapması akıllarda soru işareti bırakmıştı. Gerçi popülerliği eleştri yönlü olsa da istediği şeye kavuştu. Hatta Murat Boz ve Eser Yenenler'le bile adı anılmaya başladı. Nur Yerlitaş bunu duyunca postişleri bile şaşkınlı...