Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

LYS Matematik bir nefeste soluverecek bir çiçek, peki ya Piggy, ÖSYM?

Tercih zamanı geldi çattı ama ben bir sene daha hazırlanmayı düşündüğüm için çevremde olup bitenleri adeta yaşlı amcaların iş makineleri izlemesi gibi ifadesiz bir şekilde izliyorum.   Yine de tercih yapacağım ama ölü tercih gibi olacak. Tek okul yazacağım. İç mimarlık için. Zaten o da tutarsa Esra&Ceyda kardeşler ve Taha Özer'in yaptığı gibi dualar edip tüm mahalleye mevlüt vereceğim.  Şaka bir yana bir yıl kaybetmek bana çok zor geliyor. Düşünsenize yapayalnız geçen koskoca bir yıl.  Yine aynı dersler, yine aynı konular.  Gün gelecek Piggy niye kafayı yiyip her gün buraya post atıyor, diyeceksiniz. Sonra siz de bir süre sonra alışıp sadece  +1'leyip geçeceksiniz.  Bense o sırada integrali öğrenmeye çalışırken LYS matematik havuzunda yavaş yavaş boğulup öleceğim...  "O ölmesin diye beni öldürüyorsun. LYS Matematik bir nefeste soluverecek bir çiçek, peki ya Piggy, ÖSYM?" diye avaz avaz çığrınıvereceğim! (Evet, yazarımız burada sevgilisinden öğ

"İnsanoğlu bu işte. Ne anlar, ne anlatabilir."

Bu zamana kadar çok kırıldım, çok incindim, çok aldandım. Hepsi de en sevdiklerimden, değer verdiklerimden geldi. Darbe yedim, kalkmasını öğrendim. Aldandım, insanlara kanmamayı öğrendim. Kırıldım, umursamamayı öğrendim. Hepsini, her şeyi öğrendim ama bir tek uygulamayı beceremedim. Oysaki hayatımdaki tüm herkes bir kere olsun en keskin silahlarını acımadan doğrultmuşlardı üzerime. Bende hiç ses etmeden her vurguna bir şekilde "eyvallah" deyip ha eksik, ha tam hayatıma devam etmeye çalışmıştım. Oldum olası can yakmaya, kalp kırmaya yönelik bilinçli girişimlerde bulunamadım. Belki de çok kalbin kırıldığından, bu duygunun her zerresine aşina olduğum için oldu bu durum. Bir insanın gözünden "ben" sebepli tek bir damla akmasına dahi razı olamadım. Ters bir laf edince 40 gece gözüme uyku giremedi çoğu zaman. Oysaki en değer verdiklerim beni tek bir sözcükle kırıp, bin parçaya ayırdıkları günün ertesi rahatça uykuya daldılar. Fazla düşündüm, f

Her prenses sarayındaki kulesinde yalnızlığa mahkumdur.

Çoğu zaman insanların beni anlamadığını düşünüyorum.  Çoğu zaman sevdiğim insanlar uğruna canımı bile verebilecekken onların benim için kılının kıpırdamadığını görünce inanılmaz canım yanıyor.  Çoğu zaman empati kurmaya çalışırken tüm emeğimin, iyi niyetimin suratıma çarpıldığını hissediyorum. Ve yine çoğu zaman insanların benim için hiç çaba göstermediğini görüyorum.  Bu sonuncu madde için hiç kimseyi suçlayacak değilim. Belki de buna değmeyen biriyimdir ne bileyim. Bazen çevremdeki insnaları ülkedeki sorunlar bitsin diye dua etmeye giden Esra&Ceyda Kardeşler ve Taha Özer gibi hissediyorum.  Öylesine yapmacık ve kurgusu belli ki tüm hikayenin.  Aslında tüm sorun da bu insanın bir hikayesi, benim masalım var.  Prenses lakabı da burdan çıktı. Hep bir hikayemin olduğu gerçeğini reddettim, masalım olsun istedim.  Her şey rengarenk olsun, mutsuzluk olmayacak diye bir kural yok tabiki ama her şeyin üstesinden geleceğim bir yoldaşım, ruh eşim olsun istedim.  Sonu kötü

Beni kaybetmeyi göze alabiliyor musun Yaşar Üniversitesi?

LYS sonuçları açıklandı ve Miss Piggy son hızla üniversite aramalarına geçmiş bulunmakta.  Ama ne yazıkki iç mimarlık hayal oldu, uluslararası ilişkilerden devam edeceğim. Ama yine de iç mimarlıkta kararlı olsaydım seçeneklerim sadece Gaziantep, Kırıkkale, ve Afyon olacak ama ailem sadece Ege Bölgesi'nde olmama izin verdiği için seçimlerim kısıtlı. Zaten Yaşar Üniversitesi'nin iç mimarlığını isterken Afyon Kocatepe'yi yazmayı da içime sindiremem sanırım. Sonra sevgili gıybetseverler arkamdan hayaller Paris, hayatlar Afyon diye dalga geçmesinler. Yoksa Seda Sayan misali carlayıveririm vallahi! Şimdi aranızda "Eee bu hani bir sene kalacaktı?" diyenleri duyar gibiyim. Ama ne yazık ki ailem buna da izin vermedi. Yani izin vermedi değil de kalmamın taraftarı değiller. Zaten kalırsam benim de onlardan bir şey isteyecek yüzüm olmaz.  Bu sene sınava hazırlanıyorum, depresyondayım moduna girip iPhone 6s, Macbook ve çeşitli giyim kıyafete servet yatırtınca diğe

Söylenecek söz kalmadı artık.

Aslında bu blogda siyasi içeriklere değinmek istemiyordum ama son olanlardan sonra sessiz kalmam imkansız hale geldi ne yazık ki.  Bir de üstüne üstlük havalimanında yaşadıklarımdan sonra sessiz kalmamaya karar verdim. Bildiğiniz üzere dün gece 12'de uçacaktım. İzmir Adnan Menderes havalimanı çıkışlı İtalya turumuz vardı. Trenle akşam 9 gibi havalimanına vardık. 22.30-23.00 gibi biletlerimizi alıp bagajlarımızı teslim ettik, pasaport kontrolümüzü yaptırdık. El bagajlarını kontrolden geçirdik. Freeshop'un önünde tur rehberimizi beklerken bende kendime Victoria Secret'tan parfüm bakıyorum. Derken telefonuma ardı ardına haberler gelmeye başladı. O gece 3 saat boyunca yaşadığım paniğin, korkunun tarifini size anlatamam. Her yerde polisler, dışarıda çevik kuvvet ekibi. Uçak biletlerini iptal ettiren insanlar, ailesini arayıp nasıl ve nerede olduklarını soranlar. Haberlere ulaşmaya çalışanlar. Telefonuma bildirim olarak gelen haberlere göre İstanbul Boğaz Köprüsü askerler

Benim Kadrajımdan Dünya #1

 Louvre Müzesi, Paris Paris sokakları :) O meşhur Eyfel Kulesi, Paris Montmartre, Ressamlar Tepesi, Paris Ressamlar Tepesi, Paris :) Sein Nehri, Paris Louvre Müzesi, Paris Disneyland, Paris **Bunlar Piggy'nin fotoğrafçılığa ufak ufak adımlarıydı sevgili Piggyseverler. Ve tabiki yorumlarınız benim için çok önemli. Bu yüzden bir dakikanızı ayırıp iyi veya kötü durum değerlendirmenizi yazarsanız çoook memnun olurum. :) Daha fazlası için Instagram'a  tık tık Herkese mis kokulu öpücükler!

Gönlünde yok yoksa yakışıklım fark etmez ben ayakta da giderim!

Yeni bir postla, yeni bir konuyla ama eski Piggy'yle yola devam ediyoruz sevgili Piggyseverler.  Sizler iyisinizdir diye umuyorum, beni soracak olursanız baya bir boşladım kendimi. Tatil girdiğimizden beri doğru dürüst bir kitap bile bitirmedim/bitiremedim. Kafam ve düşüncelerim öylesine yoğun ki film izlerken odaklanamıyorum bile.  Bunun üstesinden nasıl geleceğim, bilmiyorum. Eğer aranızda bilgisi, fikri olan varsa beni aydınlatırsa gerçekten çok sevinirim.  Bu arada bu Piggy'niz 3 gün sonra İtalya yolcusu. Yaklaşık 10 gün ortalarda olmayacağım. Ama Snapchat ve Instagram'da fazlasıyla aktif olacağıma şüpheniz olmasın. Blogum için Snapchat hesabı açmadım daha çünkü takipçim çok az. Artınca, talep olursa eğer açarım. Ama instagram için buraya tıklayıp  takip ederseniz memnun olurum.  Geçen yıl da sadece Disneyland için üç günlüğüne Paris'e gitmiştim. Onun postları için de  1. bölüm için  buraya 2. bölüm için  şuraya 3. bölüm için  oraya  TIKLAYA

Madagaskar'a bir bilet lütfen!

Hepinize Miss Piggy'den sevgiler sevgili Piggyseverler.  Hayal kırıklığının, inatçı yağ lekeleri gibi zor temizlenen hüzün kırıntılarının ve kıyıda köşede kalmış az da olsa küçücük umutlarımın harmanlandığı bir postla daha başınızı şişirmek üzere ekranlarınıza konuk oldum, gözlerinizi yormaya geldim. Bir prenses (!) olarak zor zamanlar geçiriyorum ne yazık ki.  Baya yalnızlık dolu, biraz kafa dinlemeye çalışmalı, özlemeli, sevmeli, hayata karşı tek başına kalmaya alışmalı bir dönemdeyim. Ulen menopoz gibi anlattım ama daha girmedim merak etmeyin. En azından 30-35 senem vardır diye tahmin ediyorum. Gerçi el alem 78'inde patır patır doğuruyor maşallah. Amaan onlardan neyim eksik değil mi? Üstelik bir prenses olarak simli ve pembe renk veletler doğurmak yegane görevim!  Üzgün ve birazcık terk edilmeye odaklı olabiliriz ama mizahımızdan da kaybetmedik azizim.  İçim kan ağlasa da, "kan kusup kızılcık şerbeti içtim" deyip en gerçekçi gülümsememl

Yoksa siz de sosyalleşemeyebilenlerden misiniz?

Çok güzel bir başlıkla daha karşınızdayım. Sanırım ilk kez bu kadar uzun bıraktım arayı ama dinlenmeye ve yalnız kalmaya ihtiyacım olduğunu anladım. Şimdiyse yine ara ara size geri döneceğim. Ama öncelikle size post atamadığım zamanlarda Instagram, Twitter ve Facebook sayfalarımda aktif olduğumu bilin istiyorum. Linklerini buraya yazıyorum ve hepinizi minnoş hayatıma takibe bekliyorum sevgili Piggyseverler!  INSTAGRAM İÇİN TIK TIK-> TWITTER İÇİN TIK TIK-> FACEBOOK İÇİN TIK TIK-> Hepinizi takibe bekliyorum ve mis kokulu öpüyorum! :)

Dikkat Piggy uyuyor!

Evet, merhabalar sevgili Piggyseverler.  Bir arife (ya da arefe) gününde daha sizlerleyiz, kısa haberlerimizle başınızı ağrıtmaya geldim. Nasılsınız diye sormak istiyorum lakin Can Dündar misali cevaplar almaktan korkuyorum. Ülkenin durumu ortada malumunuz. Neyse siyasete girmiyorum, prensesler böyle işlere kalkışmaz! (Koca bir yalan!)  Beni soracak olursanız ben hala daha otobüs durağında gemi bekliyorum. Tam tamına ruh halim böyle.  Aşırı aşırı kırgınım ama öyle alışmışım ki bir haftadır bu durumu dışa vurmuyorum bile. Çünkü gerçek anlamıyla hiç kimse anlamıyor, umurunda bile olmuyor.  Zaten herkesin derdi kendini meşgul ediyor, Piggy'yi kim ne yapsın!? Değil mi?  Hamburger bana hiçbir şey söylemese de (sanki bir haftalığına tatile gidiyormuş gibi davransa da) puzzle parçalarını birleştirip Sherlock Holmes olmama az kaldı.  Sanırım en çok dokunan nokta da bütün bu sınav senesi boyunca birlikte çalışıp emeklerimizin karşılığını alamamak oldu. Yeri geldi kendimden bile