Bu zamana kadar çok kırıldım, çok incindim, çok aldandım.
Hepsi de en sevdiklerimden, değer verdiklerimden geldi.
Darbe yedim, kalkmasını öğrendim.
Aldandım, insanlara kanmamayı öğrendim.
Kırıldım, umursamamayı öğrendim.
Hepsini, her şeyi öğrendim ama bir tek uygulamayı beceremedim.
Oysaki hayatımdaki tüm herkes bir kere olsun en keskin silahlarını acımadan doğrultmuşlardı üzerime. Bende hiç ses etmeden her vurguna bir şekilde "eyvallah" deyip ha eksik, ha tam hayatıma devam etmeye çalışmıştım.
Oldum olası can yakmaya, kalp kırmaya yönelik bilinçli girişimlerde bulunamadım. Belki de çok kalbin kırıldığından, bu duygunun her zerresine aşina olduğum için oldu bu durum.
Bir insanın gözünden "ben" sebepli tek bir damla akmasına dahi razı olamadım.
Ters bir laf edince 40 gece gözüme uyku giremedi çoğu zaman.
Oysaki en değer verdiklerim beni tek bir sözcükle kırıp, bin parçaya ayırdıkları günün ertesi rahatça uykuya daldılar.
Fazla düşündüm, fazla yıprandım.
Artık tepki göstermemeyi tercih ettim. Kırılgan yönümü ortaya koyarak insanların hırslarını, açlıklarını bilemektense; sessiz kalarak görünmez olmayı tercih ettim.
Her güzel şeyi yüreğimin tam ortasına koyarak, kötü şeyleri göz ardı etmeye çalışarak yaşamaya başladım hayatımı.
Vedaları da sevemedim bir türlü. Bu yüzden hiç kimseyle vedalaşamadım.
İnsanlar benden giderken hep çok mutlu oldu, bu durumu hiç anlayamadım.
Oysa ben saçımın her bir telini sevdiğim insan uğruna göz kırpmadan süpürge edebilen biriydim. Ama yeri geldi bir tutam saçımı hiç acımadan koparıp attılar.
Gerçek anlamda hiç tanıyamadılar belki de. Suçlamak anlamsız.
Bir kez olsun gerçekten "ne istediğini" sormayıp sana fazlaca mana yüklediler. Oysa elin boş geldiğin bu dünyadan, kefenin boş ayrıldığının oldum olası bilincindeydim.
İnsanoğlu bu işte. Ne anlar, ne de anlatabilir. İçinden geldiği gibi yaşar, içinden geldiği gibi söyler, içinden geldiği gibi davranır.
Kalbi kırılan, susar.
Kıran, yıkıma devam eder
Bu düzen de böyle oldum olası devam eder.
Yorumlar
Yorum Gönder