"Seni çöpe atacağım poşete yazık. Bir sigara yakacağım ateşe yazık!" Bir postuma daha Serdar Ortaç'ın meşhur sözleriyle başlayıp eğlenceli kısma erken geçiş yapmak istedim. Çünkü hayatımda eğlencenin e'sine bile yer yok, taze bitti. Bazen hayatımın koskoca bir çöp poşeti olduğunu düşünüyorum. Son bir yılda birçok arkadaşımı, kardeşim diyebileceğim çoğu insanı, hazmedemediğim olayları, yediğim kazıkları birer birer çöpe attım. Gerçi bu işin kolay kısmıydı. Bir insanın hayatında yerin kalmadığını bildiğin an gitmek gerçekten çok kolay ve kaçınılmaz oluyor. İstenmediğini biliyorsun, karşılıklı bir duygu, düşünce paylaşımınızın eskisi kadar olmaması da bu durumu körüklüyor. Sonra bir bakıyorsun ne o insan senin hayatında ne de o senin umrunda. Sanırım en güzel tarafı da bu oluyor. En azından 1997 model bir Miss Piggy böyle düşünüyor. Hayatındaki insan için iyi günde, kötü günde elinden geleni yapıyor, uğraşıyor, çırpınıyor.
Zamanında parmağımın ucunda oynattığım herkesin âhı tuttu