Ana içeriğe atla

Piggy'nin aşk kitabında bunlar yazmıyor.

Bugünlerde Piggy kafayı yemek üzere! 
Mezuniyet bir yandan, Hamburger bir yandan, aile, ders derken bir bakmışım ki Piggy ölmüş.


 Üstelik her şeyin daha iyiye doğru gitmesine uğraşırken bir bakıyorum çevremdeki herkes/her şey dağılmış, dağılmışım. 

Mezun olacağız derken başımıza yürüyüş, prova, kıyafet derken bir sürü angarya çıktı ve ben spor ayakkabıyla yürüyemediğim yolu stilettoyla yürümek zorundayım. Bu bir liseli dramıdır sevgili Piggyseverler. 



Sonracıma daha önceki postta anlatıp yorumlarda iyi dileklerinizi ve fikirlerinizi aldığım bir diğer konu ise tabiki hayatımın baş kahramanı Hamburger.

Çok sıkıldım, biraz uzak kalalım özleyelim dedi ve bende hayatta izin vermeyeceğim bir şey ama o deyince olur dedim. Sonra bir baktım ki arkadaş boş kalmayı fazlaca abarttı. 

Sinirden gerim gerim geriliyorum resmen. Bugün provalar başlamadan telefonuma gelen bildirimle Hamburger'in beni sürpriz ziyarete geldiğini sandım. 
Ama meğersem yine, yine ve yine yanılmışım! Nasıl bir hayal kırıklığı yaşadım anlatamam. 6 gündür görmedi, özleyip yanıma geldi sandığım adam meğersem arkadaşlarıyla alışveriş merkezine gitmiş. Piggy tabiki muş! 

Sonra bende günlerdir tuttuğum ağzımı açtım. Öyle bir kızmışım ki artık bunaldı falan demedim, ona kızdığımı söyledim. Kendisi de hiçbir şey olmamış gibi "niye kızdın?" tarzı bir cevap verdi sonra Piggy yine sinirlerde!

İnsan içinde ağlamamak için zor durdum resmen. Bu erkekler bazen (daha doğrusu çoğu zaman) ne kadar da düşüncesiz olabiliyorlar. Kalbi falan yok mu, diye düşündüğüm zamanlar bile oluyor bazen. Belki o da bazen benim şımarıklıklarıma katlanamadığı için uzak kalmak istiyordur, kim bilir. Ama uzak kalmak derken hayatını arkadaşlarına adayıp sevgiliyi ikinci plana atmak olmamalı. Yani Piggy'nin Aşk Kitabı'nda bunlar yazmıyor. 


Gerçi bu saatten sonra aşk kitabımı sorgulamaya başlayacağım. Bir yerlerde eksik veya hatalı birşeyler yapıyor olmalıyım ki Hamburger bana böyle davranıyor. 
15 bin okuyucuya ulaşan sayımı bile kutlamadı. 

Bazı şeyler üst üste gelince kalbimi o kadar çok kırıyor ki anlatamıyorum karşımdakilere. Yakın bir kız arkadaşım bile kalmadı dertleşebileceğim. En çok da bu koyuyor sanırım bana. 



Bokumu bile paylaşabileceğim bir "bestie'm" olmadığı için tüm o yükü Hamburger'e yıkıyorum. Onunla konuşuyorum, ona dert yanıyorum, alacağım ojenin, çorabın rengini bile ona sorarak alıyorum. Çocuk da haliyle sıkılıyor. O bana bir şey sormuyor. (Sanırım tipik erkek) Sorsa seve seve cevap veririm. Bazen Türkçe karşılığını bilemediği sözcükleri soruyor o kadar. 


Anlatırken kendi hayatımdan korktum bir an için. Ama her inişin bir çıkışı var deyip geri kalan tüm her şeyi yukarıdakine bırakıyorum. Bana sadece dua etmek düşer. 

Bu dertli Piggy'den hepinize sevgi dolu öpücükler. :)



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!

Trajik başlığımdan da anlayacağınız üzere hayatım gittikçe daha değişik bir hal alıyor ve sevgilimden ismimi alacakları danaya koymasını istedim!  Evet, herkes şok!  Herkes iptal!  Ama ben daha şimdiden yaz için inek sağmayı öğrenmek istiyorum. Belki de blogger'lıktan emekli olup çiftçilik yapmanın vakti çoktaaaan gelmiştir...  Elveda Chanel no:5'ler, merhaba inek boku kokuları. Elveda hayalimdeki Tarık Ediz abiye koleksiyonu, merhaba möö'lemeler!  Ayy şaka bir yana tabiki de daha hali hazırda başlangıç seviyesinde olan elitliğimden asla ödün vermeyeceğim lakin hayvanların her türlüsünü sevmek, okşamak hoşuma gidiyor! Buna 500 kiloluk inekler de dahil. Ve yine kocaman bir EVET, inek sağmayı kendi özgür irademler istiyorum. (Şaşkınlıktan açılan ağızları kapatın bakayım! Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!) Darısı başınıza sinsiler!  ---------------------- Şimdi de mikrofonu iç sesinizden uzaklaştırıp

O gemi bir gün gelecek mi İsmail Abi?

Bu günlerde aynen atanamayan İsmail Abi gibi dolanıyorum ortalıkta. Hamburger'e her kavga sonunda söylediğim "Senin Mecnun olmaya cesaretin varsa ben her zaman Leyla'yım." lafı döndü dolandı sadece anılarda kaldı sanırım. Bırak Leyla ve Mecnun olmayı, İsmail Abi'nin bile basit bir versiyonuyum sadece. Benim de Şekerpare'm Hamburger oldu, o da Şekerpare gibi "Gelmicem" demedi de sadece "Bakarız" deyip duruyor. (Belirsizlikler ve numarası kalmayan ayakkabı kadar b*k bir durum daha yok bu hayatta!) Biliyorum bu işler her zaman benim hayatımdaki gibi güllük gülistanlık olmuyor, bazen seçimler yapmak gerekiyor, bazen birilerinin iyiliği için kendinden fedakarlık etmek gerekiyor.  Bense 18'ime gelip bunları yeni yeni öğreniyorum. Çünkü bu zamana kadar kimseyi Ege Bölgesi dışına uğurlamadım, kaldı ki şimdi koskoca bir Avrupa ülkesi Hamburger'i bekliyor. (Koskoca dediğime bakmayın, bizim İzmir kadar!)  Ah ulan diyorum

"Chanel'e ihtiyacım yok, ben aşk istiyorum."

Artık eskisinden daha farklıyım. Daha enerjik, daha gözü kara, daha eğlenceli ve daha bir sürü sıralanabilecek madde.  Ama gelin görün ki çevremde bu davranışlarımın farkında olabilecek kimse kalmadığı için fazlaca depresif görünüyorum!  Gerçi Hamburger bu halimi anlamayıp benden iyice uzaklaşıyor! Aslında tek istediğim sevgi ve ilgi! Yağmur altında kalmış kedi yavrularından hiçbir farkım kalmadığını ne zaman anlayacak?  Aslında şaka bir yana bugün dinlerken fark ettim ki hayatım şarkısı Fransızca olacakmış! Üstüne üstlük tek bir kelimesinden bile nefret ederken!  Hiç dinlediniz mi bilmiyorum ama Zaz'dan Je Veux! Tek kelimesiyle muhteşem.  Tabi eğer benim gibi cahilseniz çeviriyi okumadan dinlemek pek bir işe yaramıyor, sadece melodisi suratta bir kilo dondurma yemiş gibi ponçik bir his bırakıyor!  Şarkı için  https://www.youtube.com/watch?v=Tm88QAI8I5A Çeviri için  http://www.sarkicevirileri.com/zaz-je-veux-sarki-cevirisi/ "Beni mutlu edecek olan sizi