Ana içeriğe atla

Hediye hazırlamak kadar zor bir şey daha olamaz!



  Sanırım şu dünyadaki en zor iş HEDİYE HAZIRLAMAK! 

Ben ki moda gözüme ve el becerime güvenen bir insanım ama söz konusu hediye verilecek kişi yakınımsa olay tam bir kabusa dönüyor! 


"Acaba kıyafet mi alsam yoksa ev eşyası mı? Ya da kozmetik ürünü mü? Ya rengini beğenmezse değişim de yapmazlar. Kıyafet alırsam seçim şansım daha çok gibi! Ama herkes de kıyafet alır bir farkım olmalı! Yılbaşı olsa kırmızı don al geç ama yılbaşı da geçti. Christmas temalı bir şeyler de uymaz artık bahar yaklaşıyor. Off kanka ne yapsaaakk!?" temalı cümleler eminim ki herkesin günlük hayatında ayda bir veya iki ayda bir kullandığı kelimeler. Ama şimdi durum biraz daha farklı sevgili okurlar! 

6. ayımız geldi çattı. Bu akşam pazartesi, hediyeyi perşembe akşamı verip cuma günü tepkisini yüz yüze ölçeceğim. Aslında hediyelerimden biri hazır bile! 
Blogum. 
Ama gerçekten ve gerçekten tepkisini çok merak ediyorum. Umarım benden gizli saklı iş çevirdin deyip kızmaz. 


Gerçi bloga kızmasın diye dua ederken bir de Instagram hesabımız var ki orada da fotoğraflarımızı paylaşıyorum. Ondan da anca haberi olacak. 

Bu arada Instagram hesabım için buraya tık tık! 


Yani Piggy ateşler içinde yanabilir de mutluluktan havalar uçabilir de. İkisinin ortası olmaz diye düşünüyorum. Neyse Isntagram hesabımı sizin üstünüze atacağım sevgili Piggyseverler!


Bakmayın bana öyle yalan da sayılmaz ki. Gelen mesajlar doğrultusunda açtım. Yine melekliğimden ve prensesliğimden bir şey kaybetmedi anlayacağınız. 


Ayy durun bu gif azıcık yanlış oldu gibi. En iyisi aşağıdakine bakın siz! 



Aaa bu arada yazmadan geçemeyeceğim sevgililer günü sürprizi diye diye blogspot sitesinin başının etini yerken dünyanın en tatlışko bileklik hediyesini almış olabilirim! Ahh Hamburber en küçük bir şeyle kalbimi eritmeyi başarıyorsun! 


Sonra ben de Damon görmüş Elena gibi ayran budalası oluveriyorum! Yok mu bunun bir çaresi?

Neyse ben uğraştırıcı hediyemle biraz daha baş başa kalayım. YGS'ye 26 gün kala bunlarla uğraşıyorum eğer beğenmezse kafasını kırar, yumurtalık yaparım valla!

Şimdilik hepinize en prenses halimle size iyi akşamlar diliyorum, kendi köşeme çekiliyorum efenim. :)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!

Trajik başlığımdan da anlayacağınız üzere hayatım gittikçe daha değişik bir hal alıyor ve sevgilimden ismimi alacakları danaya koymasını istedim!  Evet, herkes şok!  Herkes iptal!  Ama ben daha şimdiden yaz için inek sağmayı öğrenmek istiyorum. Belki de blogger'lıktan emekli olup çiftçilik yapmanın vakti çoktaaaan gelmiştir...  Elveda Chanel no:5'ler, merhaba inek boku kokuları. Elveda hayalimdeki Tarık Ediz abiye koleksiyonu, merhaba möö'lemeler!  Ayy şaka bir yana tabiki de daha hali hazırda başlangıç seviyesinde olan elitliğimden asla ödün vermeyeceğim lakin hayvanların her türlüsünü sevmek, okşamak hoşuma gidiyor! Buna 500 kiloluk inekler de dahil. Ve yine kocaman bir EVET, inek sağmayı kendi özgür irademler istiyorum. (Şaşkınlıktan açılan ağızları kapatın bakayım! Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!) Darısı başınıza sinsiler!  ---------------------- Şimdi de mikrofonu iç sesinizden uzaklaştırıp

O gemi bir gün gelecek mi İsmail Abi?

Bu günlerde aynen atanamayan İsmail Abi gibi dolanıyorum ortalıkta. Hamburger'e her kavga sonunda söylediğim "Senin Mecnun olmaya cesaretin varsa ben her zaman Leyla'yım." lafı döndü dolandı sadece anılarda kaldı sanırım. Bırak Leyla ve Mecnun olmayı, İsmail Abi'nin bile basit bir versiyonuyum sadece. Benim de Şekerpare'm Hamburger oldu, o da Şekerpare gibi "Gelmicem" demedi de sadece "Bakarız" deyip duruyor. (Belirsizlikler ve numarası kalmayan ayakkabı kadar b*k bir durum daha yok bu hayatta!) Biliyorum bu işler her zaman benim hayatımdaki gibi güllük gülistanlık olmuyor, bazen seçimler yapmak gerekiyor, bazen birilerinin iyiliği için kendinden fedakarlık etmek gerekiyor.  Bense 18'ime gelip bunları yeni yeni öğreniyorum. Çünkü bu zamana kadar kimseyi Ege Bölgesi dışına uğurlamadım, kaldı ki şimdi koskoca bir Avrupa ülkesi Hamburger'i bekliyor. (Koskoca dediğime bakmayın, bizim İzmir kadar!)  Ah ulan diyorum

"Chanel'e ihtiyacım yok, ben aşk istiyorum."

Artık eskisinden daha farklıyım. Daha enerjik, daha gözü kara, daha eğlenceli ve daha bir sürü sıralanabilecek madde.  Ama gelin görün ki çevremde bu davranışlarımın farkında olabilecek kimse kalmadığı için fazlaca depresif görünüyorum!  Gerçi Hamburger bu halimi anlamayıp benden iyice uzaklaşıyor! Aslında tek istediğim sevgi ve ilgi! Yağmur altında kalmış kedi yavrularından hiçbir farkım kalmadığını ne zaman anlayacak?  Aslında şaka bir yana bugün dinlerken fark ettim ki hayatım şarkısı Fransızca olacakmış! Üstüne üstlük tek bir kelimesinden bile nefret ederken!  Hiç dinlediniz mi bilmiyorum ama Zaz'dan Je Veux! Tek kelimesiyle muhteşem.  Tabi eğer benim gibi cahilseniz çeviriyi okumadan dinlemek pek bir işe yaramıyor, sadece melodisi suratta bir kilo dondurma yemiş gibi ponçik bir his bırakıyor!  Şarkı için  https://www.youtube.com/watch?v=Tm88QAI8I5A Çeviri için  http://www.sarkicevirileri.com/zaz-je-veux-sarki-cevirisi/ "Beni mutlu edecek olan sizi