Ana içeriğe atla

Ayy canım kusura bakma, 18 olmuşum da nikah evraklarımı hazırlıyorum. Seninle sonra görüşelim!


KOSKOCA BLOGGER ALEMİNİN PIGGY'Sİ ARTIK REŞİT OLDU DOSTLAR! 
18!
ON SEKİZ!
EİGHTEEN!
DIECIOCHO!
ACHTZEHN!
DICIOTTO!
DIX-HUIT!

(Bir anda fazla kültür patlaması yaşadık sanırım, sayı yazmayı burda bırakıp postuma geri dönüyorum!)

    

   Yine uzun zamandır blogumu ihmal ettim farkındayım ama inanın nereye yetişeceğimi bilemiyorum artık. Muhteşem Yüzyıl'ın Hürrem'i Meryem Uzerli gibi "tükenmişlik sendromuna" yakalanmam yakındır. Ama Hamburger gibi bir sevdiceğiniz varsa emin olun bir gününüz diğerine uymaz ve her gün ayrı bir eğlence olur. En azından her sabah kalktığımda telefonumda güzel bir günaydın mesajıyla karşılaşıyorum bu bile benim için içeceğim 10 tane Supradyn' e bedel. 


    Zaten zamanım kısıtlı lafı daha fazla dolandırmadan en iyisi 16 gün önceki sürpriz doğum günü partimi anlatayım. Bu arada hayatımda ilk defa bana sürpriz doğum günü yaptıklarını da söylemezsem olmaz tabi ki. Ve bu tilki Piggy hiçbir şey anlamadı! Hala daha saflığım aklıma geldikçe saf saf gülüyorum. 

    Doğum günüm cumaydı aslında yani 16 Ekim. Ama okulda hiçbir şey yapmadık zaten sabah da beş karış suratla gittim. (Herkes sabahları aşırı aşırı huysuz olduğumu bildiği için ilk 3 ders bana hiç bulaşmazlar. Böyle de tatlı bir prensesim.) 

                            34 likes.                                          16.10.2015
                                          Heyy niggasss! I am a princess you are not.

      
  "Gerçekten de (Bu kelimeyi yazarken bana bir gülmeler geliyor ki anlatamam, nedenini 5-6 yıl sonra burda paylaşacağım düğün davetiyemde anlarsınız!) tam Instagram'lık bir foto olmuş. Çeken arkadaşlara çok tşk."

     O gün okul çıkışı cici süslenip parka gittim arkadaşların yanına. Sandım ki bir şeyler yaparlar. Ama olmadı. Küçük çapta bir hayal kırıklığı yaşadım desem hiç de yalan olmaz. Sonra Hamburger geldi parka. Belki küçük bi' pasta alır da onu mideye hüpletir mutlu olurum diye düşündüm o da olmadı. Ben ona kendi ellerimle yaptığım kekle poğacayı yedirdim. (Bakın ne kadar hamarat ve tontiş bir sevgili örneği. Not edin bunu bir kenara; erkeğin kalbine giden yol önce mideden sonra bağırsaklardan geçer. Doğruluğunu da kesinlikle kanıtladım. Hamburger benle tanıştıktan sonra 4 kilo aldı! Heyt be göbişini sevdiğim! Olan var, olmayan var kıskanırlar bebekler!) 

İlişkimin şarkısının linkini de buraya atıyorum, dinleyin. 


     O gün sizin de okuduğunuz üzere hiçbir şey olmadı, bende tüm umutlarımı yitirdim... Aaa durun size onu aktarmayı unuttum. Parka yanıma geldiği sırada benim internet paketim bittiği için Hamburger'den check-in yapacaktım ki Ayarlar'dan interneti açtım bir de ne göreyim! Benim en best friend'im, sıra arkadaşım Koala'dan Hamburger'e mesaj var, Facebook Messenger'dan. 

Piggy şok!
Piggy vefat!
Piggy iptal!


    Ama Allah var mesajları görünce bile bir an olsun aklıma kötü bir şey gelmedi. Zaten sonra sorduğumda da"Parti hazırlamak içindi ama mesajı görünce her şey bok oldu cevabını alıp tekrardan totoşumun üzerine oturdum." 



   İşte nacizane doğum günüm böylece geçip gitti. Ertesi gün sabahın taa köründe cumartesimin güzelliğini yaşayamadan okul yolunu tuttum ama çıkışta Hamburger'le buluşacağım için kendimden beklenmeyen bir şekilde cici cici giyindim. Okula ilk geldiğimde sıramın üstü hediyelerle doluydu. "Aha dedim işte doğum günün game over oldu güzelim." Ama tabi ki bozuntuya vermedim. İkinci tenefüste Whatsapp'taki Grup Gıybet'imizin stalk kısmından sorumlu bakanı beni tuvalete gidicem diye okulu turlatıp geldi. Yine bir şey anlamadım. Ulen tek saf ben miyim ya valla bu bünye daha fazlasını kaldırmıyor dostlar! Anlamamam gereken şeyleri bir çırpıda yalayıp yutuyorum ama anlamam gereken şeylerde kafam bir türlü BAS-MI-YOR!

    Derken sınıfa bir girdim sıramın üstünde çilekli Kekstra üstünde de mum! Vallahi buna bile mutlu oldum. Zaten 18 'imi bir sürü pasta mumu üfleyerek geçireceğimi sanıyordum ama yanılmışım. Sadece 2 taneyle kapanışı yaptık. Az ama öz oldu. kekimi üfleyip yedikten sonra tek tek hediyelerimi açtım. Sağolsun kızlar da son bir ayda 5 kilo aldığımı göz önüne alarak her şeyi L beden almışlar. İşte gerçek dostluk!! Fesatlar kıskanın. 


    Okul çıkışı Hamburger'le buluştuk. Beni yine 15 dakika bekletti ve bende fırçayı bastım! (Ahh kafama sıçayım, nedenini bilsem öyle şey mi yapardım!) Sonra her zamanki buluşma mekanımıza gittik. Yanımızda iki bira ve bolca çekirdek. İki saat hem lafladık hem de içip birazcık kafa dağıttık.

    Tam Hamburger'in tişörtünün içine çekirdek kabuğu atıyordum ki telefonuna mesaj geldi. Hemde benim en best ama karşı cins kankamdan! Mesaj aynen şöyle: (Kod adı Sırık)

"Hamburger ben Sırık. Kanka kızla kafedeyiz. Param yetmedi gelebilir misin?" 

Piggy yine şok!
Piggy yine vefat!
Piggy yine iptal!

     Söz konusu Sırık olunca ben Hamburger'in "Gidelim mi?" lafını ikiletmeden bile. Zaten oldum olası o sevgilisine gıcık kapıyordum. 10 dakikalık yol boyunca resmen anasından girdim sülalesinden çıktım. Derken kafeye vardık ama ben hala prenses bünyeme uymayan küfürler ediyorum. Çocuğu dışarı çağır ben kızı görmek istemiyorum dedikçe Hamburger bana aşağı inmemiz için ısrar etti. Yine ağzımda ve aklımda bir sürü küfürle aşağı indim. Zaten kafenin aşağısı Allah'a emanet. Ev bulamayan sevgililerin birbirini yeme bitirme noktası. Ama bizim grubun da doğum günü partilerinin en uğrak noktası. Tabi ki bu benim aşağı inene kadar aklıma gelmedi.

   Derkeeenn flaşlar patlar! Masanın orrtasında üstünde "Unicornsuz prenses" yazan bir pasta ve Piggy yine şok! 


(Ve o pasta bana bundan bile güzel geldi o an için.) 

    Sürprizlerden pek hoşlanan biri değildim ama gerçekten de güzel bir şeymiş. O şaşırma anında "el ayak pasraması" denilen olayı harfi harfine yaşadım. Önce Koala'ya sarıldım. Sonra Hamburger'e sonra Stalktan Sorumlu Grup Başkanı'na derkeeen ordaki 20 kişiye tek tek sarılıp teşekkür ettim. Tontişlikten ölüyordum! 

     Sonradan öğrendim ki her şeyi Hamburger organize etmiş, sonra Koala'ya mesaj atmış. Birlikte kararlaştırmışlar. Yine yine ve yine çok güzel dostlara ve aşırı tontişko bir sevgiliye sahip olduğumu anladım. 

    18 yıllık hayatımda ilk sürpriz doğum günümdü ve son olmamasını can-ı gönülden istedim. Pastayı üflerken bile mutluluktan gözlerim doldu. Hamburger'le ilk dansımızı da Koray Avcı'nın Hoşgeldin şarkısında yaptık. 


    Pastamı üflerken aynen böyleydim. :)))))))))))))))))))))))))) şu sırıtma aynı beni tanımlayabilir. 

    Danslardan şarkılardan sonra (Tabi ki arkadaş grubumun Danimarkalı sevdiceğime damat halayı çektirdiğini söylemezsem olmayacak.) herkes yoruldu ve parka geçtik. Orda da biraz oturduktan ve lafladıktan sonra ben üstümü değiştirmek için eve geçtim Hamburger de beni bekleme pozisyonuna geçti, her hafta 7 defa düzenli olarak yaptığı gibi. Buluştuğumuzda da azıcık yalvarma ve ısrarla önce Burger King'te karnımı doyurdum ve onun Swarm'a "Sevgiliyi doyurmaya çalışıyoruz" adlı yazısının birinci elden kahramanı oldum. Bir adet Big King Extra'yı ve 12'li soğan halkasını mideye indirdikten sonra uğrak mekanımız olan kafeye geçtik, saatler 10'u buldu bizde tıpış tıpış çarşıdaki barın yolunu karışladık. Hamburger yine bir bira devirdi bana da kokteyl söyledi. 

    Bu post ayrıntılara gire gire daha da uzar gider. Sizi daha fazla sıkmak istemiyorum sevgili Piggyseverler! 

   Şimdilik bu kız kaçar, en kısa zamanda Ygs'den vakit ayırabilirsem ziyaretinize geleceğim. Kokulu öpücükler!


Aaa şunu da demeden geçemeyeceğim Hamburger iyi ki benimsin! :) 



Not: Yaklaşık 14 gündür resmen 18 yaşındayım ve hayatımda değişen hiçbir şey yok! Yani aranızda 18 olup her şeyden kurtulacağım gibi düşünceleri olan varsa bir adım öne çıksın. Ve kendini tokatlasın. Şahsen benim hayatımda olan tek değişiklik 1 Kasım günü oy kullanacak olmam. Ve bir de aileme sormadan evlenebiliyorum. Ama aranızda bunu yapacak cesareti olan biri yoktur sanırım. O yüzden haydi test kitaplarınızın başına sevgili 17'ler...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!

Trajik başlığımdan da anlayacağınız üzere hayatım gittikçe daha değişik bir hal alıyor ve sevgilimden ismimi alacakları danaya koymasını istedim!  Evet, herkes şok!  Herkes iptal!  Ama ben daha şimdiden yaz için inek sağmayı öğrenmek istiyorum. Belki de blogger'lıktan emekli olup çiftçilik yapmanın vakti çoktaaaan gelmiştir...  Elveda Chanel no:5'ler, merhaba inek boku kokuları. Elveda hayalimdeki Tarık Ediz abiye koleksiyonu, merhaba möö'lemeler!  Ayy şaka bir yana tabiki de daha hali hazırda başlangıç seviyesinde olan elitliğimden asla ödün vermeyeceğim lakin hayvanların her türlüsünü sevmek, okşamak hoşuma gidiyor! Buna 500 kiloluk inekler de dahil. Ve yine kocaman bir EVET, inek sağmayı kendi özgür irademler istiyorum. (Şaşkınlıktan açılan ağızları kapatın bakayım! Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!) Darısı başınıza sinsiler!  ---------------------- Şimdi de mikrofonu iç sesinizden uzaklaştırıp

O gemi bir gün gelecek mi İsmail Abi?

Bu günlerde aynen atanamayan İsmail Abi gibi dolanıyorum ortalıkta. Hamburger'e her kavga sonunda söylediğim "Senin Mecnun olmaya cesaretin varsa ben her zaman Leyla'yım." lafı döndü dolandı sadece anılarda kaldı sanırım. Bırak Leyla ve Mecnun olmayı, İsmail Abi'nin bile basit bir versiyonuyum sadece. Benim de Şekerpare'm Hamburger oldu, o da Şekerpare gibi "Gelmicem" demedi de sadece "Bakarız" deyip duruyor. (Belirsizlikler ve numarası kalmayan ayakkabı kadar b*k bir durum daha yok bu hayatta!) Biliyorum bu işler her zaman benim hayatımdaki gibi güllük gülistanlık olmuyor, bazen seçimler yapmak gerekiyor, bazen birilerinin iyiliği için kendinden fedakarlık etmek gerekiyor.  Bense 18'ime gelip bunları yeni yeni öğreniyorum. Çünkü bu zamana kadar kimseyi Ege Bölgesi dışına uğurlamadım, kaldı ki şimdi koskoca bir Avrupa ülkesi Hamburger'i bekliyor. (Koskoca dediğime bakmayın, bizim İzmir kadar!)  Ah ulan diyorum

"Chanel'e ihtiyacım yok, ben aşk istiyorum."

Artık eskisinden daha farklıyım. Daha enerjik, daha gözü kara, daha eğlenceli ve daha bir sürü sıralanabilecek madde.  Ama gelin görün ki çevremde bu davranışlarımın farkında olabilecek kimse kalmadığı için fazlaca depresif görünüyorum!  Gerçi Hamburger bu halimi anlamayıp benden iyice uzaklaşıyor! Aslında tek istediğim sevgi ve ilgi! Yağmur altında kalmış kedi yavrularından hiçbir farkım kalmadığını ne zaman anlayacak?  Aslında şaka bir yana bugün dinlerken fark ettim ki hayatım şarkısı Fransızca olacakmış! Üstüne üstlük tek bir kelimesinden bile nefret ederken!  Hiç dinlediniz mi bilmiyorum ama Zaz'dan Je Veux! Tek kelimesiyle muhteşem.  Tabi eğer benim gibi cahilseniz çeviriyi okumadan dinlemek pek bir işe yaramıyor, sadece melodisi suratta bir kilo dondurma yemiş gibi ponçik bir his bırakıyor!  Şarkı için  https://www.youtube.com/watch?v=Tm88QAI8I5A Çeviri için  http://www.sarkicevirileri.com/zaz-je-veux-sarki-cevirisi/ "Beni mutlu edecek olan sizi