Ana içeriğe atla

Dün boktuk, bugün koktuk!

   Koskoca 2 hafta olmuş bloguma uğramayalı. Resmen yazı yazmayı özledim! Test kitaplarımdan başımı kaldırıp normal hayata adapte olmamı sağlayan 2 vitamin bir de her gün aldığım Supradyn'lerle ayakta duruyorum. tabiki bu arada aldığım kilolarımın hepsini gobişe gittiğini söylemeden olmayacak! Böbürlene böbürlene aldığım 36 beden pantolonlarımla artık otururken düğmesi o meşhur Nesfit reklamındaki gibi patlayıp odanın duvarlarını mermi gibi gezmesin diye düğmemi açarak oturuyorum. 


  
   Bir YGS öğrencisi düşünün ki saat sabah 8'de kalkıp okulun yolunu tutuyor, 8 saat ders sonrası 3'te biten okul okulun eklediği kurslar sayesinde saat 5'e kadar uzuyor. Sonrasında bu öğrenci kendine gelmek için evde yatıp uyusun mu yoksa direk özel derse mi geçsin? Ya da acaba nefes almaya vakti var mı?! Allah'ım zaten hayatımın en güzel yılları bu salak sınavlara çalışarak geçerken uykusuzluk sorunu beni en çok zorlayan şey. 



   Bir de üstüne üstlük özel ders bürosuna geçince akşam 9'dan önce eve dönmüyorum. Artık evden içeri adımımı atınca resmen yere kapanıp öpesim geliyor kutsal toprak niyetine. Gün boyu totoşumu yatağa sermek için dakika sayarken eve gelip bir de soru bankalarımla boğuşuyorum. Koskoca Piggy bu günleri de görecekti! Tek tesellim ileride Hamburger'le gezecek olduğumuz Alsancak sokakları. 




Bu manzaraya bakıp da çalışma şevki gelmeyen bizden değildir! :)




      Şimdi okul işlerini bırakıp da aşk meşk hayatıma geleyim. Herkesin merakla beklediği kısım da burasıdır şüphesiz. 


     
    Hayatımızdaki tüm fesatlara ve sarı çiyanlara rağmen ÇOK MU ÇOK MUTLUYUZ! Çatlayın uleyynn! 

    Şaka bir yana ailesiyle tanıştığım günden beri zaten her yanına gidişimde içim içimi yiyor yine karşıma çıkarlar mı diye. Ama annesi ve kardeşleri çoktan Danimarka'ya uçtular bile. Babası da okul işlerini tamamlayıp go go go onların yanına. Kaldı mı Hamburger bana. Bir yandan seviniyorum bu duruma bir yandan da ailesini çok özleyeceğini biliyorum. Sonuçta şimdi koskoca evde tek başına kalıyor. İnsan ister istemez yalnızlığından sıkılır. Ailesinin boşluğunu doldurmak benim için imkansız bir şey ama elimden geldiğince yanında olmaya özen göstereceğim. Zaten şimdi bu yoğunlukta bile "Çok sıkıldım, bunaldım. Seni görmeye ihtiyacım var." mesajımla bile yarım saat sonra yanıma gelip bana akşamın dokuzunda elleriyle midye yedirip bira içiren bir adam için çaba göstermemek çok büyük aptallık olur diye düşünüyorum. 


   Zaten ilişkimizin ana maddelerinden biri arabanın bagajını açıp oturup çekirdek çitleyip, kabukları birbirimizin üstüne atmak ya da biraları tokuştururken birbirimizin ağzına midye tıkmak. Aaa lütfen bir de son iki seferdir her buluşmamızda kendi ellerimle yaptığım(!)* keklerimi götürmeyi de ihmal etmiyorum. 

Koskoca Piggy sevdiği bey için mutfağa girip yemek yapmaya başladı, inanabiliyor musunuz?
   



   (Belki 2890523786 yıl sonra bu şekilde kek/pasta -ne deniyorsa artık- yapabilirim. O zaman söz burdaki her okuyucumun evine bir dilim postalayacağım. Ayy durun bir dakika! Cimriliğim tuttu bir dilim falan değil, direk kocaman pasta yollarım. Amann feda olsun sizlere!!)



   Durun hamarat halimden bahsetmişken size azıcık sevdiceğimin hamaratlığından bahsedip onunla övüneyim. Geçen hafta sonu onun evine gittim. Film izledik, filmi seçen bendim. Şöyle güzel bi' korku filmi seçeyim derken durdum en çirkin, en komikli filmi seçtim. (Zaten benden de başka ne beklenirdi, değil mi? Neyse kınamalarınızı kendinize saklayın bebeğimler!) 


    Sonra her zamanki gibi birazcık ders çalıştık. (Aaa size bunu da anlatmadım, aradan uzun zaman geçince küçük detayları tek tek hatırlamak zor oluyor! Hamburger'le birlikte ders çalışmaya başladık. İkimizde TM'ci olduğumuz için şimdilik Türkçe, coğrafya ve tarih çalışıyoruz.) 



    Sonra tabi ki de obur prenses acıktı, indik mutfağa. Aslında aşağı kattaki babaannesi yemeğe çağırmıştı bizi. Ama utandığım için inemedim! Zaten aile tanışmalarına alışık olmadığım için yanlarında sus pus oluyorum, normalde ana haber muhabiri gibi konuşan kendimi tanıyamıyorum.




   Normalde Whatsapp'ta konuştuğumuz kadarıyla yemekleri bana yaptıracaktı beyefendi ama ben çiğ ete falan dokunmadığım için mecburen o kesmek zorunda kaldı. Soslayıp tavaya koyunca maşayı elime sıkıştırdı, yemeği ben yapmış gibi sayıldım. Zaten kaç yıldır tavada tavuk yapmak yemekten sayılıyor onu da anlamış değilim!? Tabi benim gıcık Hamburger'im bu dakikaları fotoğraflamayı ihmal etmedi, tüm Instagram bizim aşk kokan fotoğraflarımızla doldu taştı. 



    


   
    Fazla aşk kokan hareketler bunlar ama elde olunca övüne övüne sosyal medyaya yaymak farz oldu sevgili dostlar. Eee postumun başlığına bile konu oldu "DÜN BOKTUK, BUGÜN KOKTUK!"


    Yemek yendikten sonra ayıp olmasın diye bulaşıklara el attım, tencere dışında hepsini yıkadım. (Bulaşık yıkarken bile fotoğraflandım... Ama ben de onu yemek yaparken videoya çekmiştim, belki de bu sayede ödeşmişizdir.)




    Komiklikler şakalar bir yana bu çocuk bana geç gelen hediye resmen! Bu aralar derslerden bunalan Piggy'yi gün ışığına çıkarabilen, her halime rağmen gülümsetebilen tek insan! Öyle bir anlatıyorum ki tanımadan seviyorsunuz biliyorum. Sevin, sevmekte haklısınız. Belki birazcık ibnedir, gıcıktır ama adı üstüne o bir Hamburger! 




    TÜRK HALKININ YENİ NUMBER ONE ENİŞTESİ HAMBURGER GÖNÜLLERİ FETHETMEYE GELİYOR SAYIN OKURLAR! LÜTFEN KALBİNİZİN KAPILARINI AÇIP PIGGY'DEN SONRAKİ İKİNCİ MİSAFİRİNİZE MERHABA DEYİN! 

SİZLERİ SEVİYOR VE SAYGIYLA SELAMLIYORUZ EFENİM...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!

Trajik başlığımdan da anlayacağınız üzere hayatım gittikçe daha değişik bir hal alıyor ve sevgilimden ismimi alacakları danaya koymasını istedim!  Evet, herkes şok!  Herkes iptal!  Ama ben daha şimdiden yaz için inek sağmayı öğrenmek istiyorum. Belki de blogger'lıktan emekli olup çiftçilik yapmanın vakti çoktaaaan gelmiştir...  Elveda Chanel no:5'ler, merhaba inek boku kokuları. Elveda hayalimdeki Tarık Ediz abiye koleksiyonu, merhaba möö'lemeler!  Ayy şaka bir yana tabiki de daha hali hazırda başlangıç seviyesinde olan elitliğimden asla ödün vermeyeceğim lakin hayvanların her türlüsünü sevmek, okşamak hoşuma gidiyor! Buna 500 kiloluk inekler de dahil. Ve yine kocaman bir EVET, inek sağmayı kendi özgür irademler istiyorum. (Şaşkınlıktan açılan ağızları kapatın bakayım! Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!) Darısı başınıza sinsiler!  ---------------------- Şimdi de mikrofonu iç sesinizden uzaklaştırıp

O gemi bir gün gelecek mi İsmail Abi?

Bu günlerde aynen atanamayan İsmail Abi gibi dolanıyorum ortalıkta. Hamburger'e her kavga sonunda söylediğim "Senin Mecnun olmaya cesaretin varsa ben her zaman Leyla'yım." lafı döndü dolandı sadece anılarda kaldı sanırım. Bırak Leyla ve Mecnun olmayı, İsmail Abi'nin bile basit bir versiyonuyum sadece. Benim de Şekerpare'm Hamburger oldu, o da Şekerpare gibi "Gelmicem" demedi de sadece "Bakarız" deyip duruyor. (Belirsizlikler ve numarası kalmayan ayakkabı kadar b*k bir durum daha yok bu hayatta!) Biliyorum bu işler her zaman benim hayatımdaki gibi güllük gülistanlık olmuyor, bazen seçimler yapmak gerekiyor, bazen birilerinin iyiliği için kendinden fedakarlık etmek gerekiyor.  Bense 18'ime gelip bunları yeni yeni öğreniyorum. Çünkü bu zamana kadar kimseyi Ege Bölgesi dışına uğurlamadım, kaldı ki şimdi koskoca bir Avrupa ülkesi Hamburger'i bekliyor. (Koskoca dediğime bakmayın, bizim İzmir kadar!)  Ah ulan diyorum

"Chanel'e ihtiyacım yok, ben aşk istiyorum."

Artık eskisinden daha farklıyım. Daha enerjik, daha gözü kara, daha eğlenceli ve daha bir sürü sıralanabilecek madde.  Ama gelin görün ki çevremde bu davranışlarımın farkında olabilecek kimse kalmadığı için fazlaca depresif görünüyorum!  Gerçi Hamburger bu halimi anlamayıp benden iyice uzaklaşıyor! Aslında tek istediğim sevgi ve ilgi! Yağmur altında kalmış kedi yavrularından hiçbir farkım kalmadığını ne zaman anlayacak?  Aslında şaka bir yana bugün dinlerken fark ettim ki hayatım şarkısı Fransızca olacakmış! Üstüne üstlük tek bir kelimesinden bile nefret ederken!  Hiç dinlediniz mi bilmiyorum ama Zaz'dan Je Veux! Tek kelimesiyle muhteşem.  Tabi eğer benim gibi cahilseniz çeviriyi okumadan dinlemek pek bir işe yaramıyor, sadece melodisi suratta bir kilo dondurma yemiş gibi ponçik bir his bırakıyor!  Şarkı için  https://www.youtube.com/watch?v=Tm88QAI8I5A Çeviri için  http://www.sarkicevirileri.com/zaz-je-veux-sarki-cevirisi/ "Beni mutlu edecek olan sizi