Ana içeriğe atla

14 Şubat'ımı boş konuşkan olarak geçirmeye karar verdim!

14 Şubat'ın hafiften kapıdan baktırıp cüzdan boşalttığı, ısınan havaların etkisiyle ceketlerin, kabanların yavaştan terk edildiği bir tarafı eksik bir aydan size sesleniyorum! 

"Şubat ayı yazıma hoşgeldiniz. Hala kanalıma abone olmadıysanız yukarıdaki butona tıklayıp üye olabilir, yazımı beğendiyseniz beğen butonuna tıklayıp bana destek olabilirsiniz" dermişiiimmm! 

Aman boşverin böyle havaları cıvaları. Zaten Instagram'da giderek artan "fashion blogger", Youtube'ı istila eden "makeup blogger"lara hatayım! 
Ah Allah'ım ne olurdu şu yazı yazma merakımı azıcık da makyaja, fondotene,  pudraya verseydin de bende yüzüme Nusret misali azıcık bronzer atıp üzerine highlighteri serpiştireydim! Neyse ya siz de Piggy'nizi böyle sevin arkadaşlar! Zaten sınav dolayısıyla iyice totoyu başı salmış durumdayım. Benden bu aralar olsa olsa "dağınık vlogger" olur. (Her an kendini canlı yayın akımına kaptırıp yüzümü Instagram'da ifşa edebilirim! Lakin yapamam, yapmamalıyım. Tutun beni!) 


YGS-LYS stresi nedeniyle çevremdeki giderek artan antidepresan furyasına zorla direnir hale geldim. Geçen sene bu hataya düşecek oldum ama Hamburger beni doktor furyasından çekip çıkardı ama o yıldan bana geriye kalan -10 kiloyu +8 olarak geri aldım! 

Şuan nur topu gibi bıngıl bıngıl bir göbeğim var, en güzelinden de dondurma topu gibi yanaklarım. Pazartesi günü de Hamburger'le diyete başlamıştık. (SÖZDE!) Sonra kahvaltıda yiyecek sağlıklı bir şeyler bulamadığımız için gittik tavuk ızgara gömdük hem de 2'şer lavaşla! Yani ne kadar da 'best couple' olduğumuza bir bakar mısınız!?? 


Bu arada couple deyip de 14 Şubat kazığımı da size gururla anlatmaktan onur duyarım sevgili Piggyseverler. Bu masum, vur kafasına al lokmayı olan (!) Piggy bu günlerde D&R'a karşı oldukça sinirli! 
Bilerek yetişsin diye taa 5 Şubat günü havale yoluyla verdiğim kargo 4 kez dekont göndermeme rağmen iptal edildi! Verdiğim paraya mı yanayım yoksa böyle elim boş kaldığına mı? Zaten müşteri hizmetlerini sürekli arayıp durumu şikayet ettiğim için yakında beni Doğan Holding bünyesinde başköşeye  "boş konuşkan" sıfatıyla gönül rahatlığıyla oturtabilirler! 

Neyseki kafamda saniyede 1200 tur atan tilkilerimden birini zoraki yakalayıp yeni sürprizlerime kavuşabildim! Çünkü Piggy olmak bunu gerektirir! Instagram'dan takipte kalın, arada ders dışında özel hayatımı da paylaşıyorum tabiki! Linkini buraya atıverdim




O zaman şimdilik bu kız kaçar! Hepinize bol kalpli öpücükler atıyorum! 

Kendinize iyi bakın! Çünkü en yakın arkadaşınız yine siz'siniz! :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!

Trajik başlığımdan da anlayacağınız üzere hayatım gittikçe daha değişik bir hal alıyor ve sevgilimden ismimi alacakları danaya koymasını istedim!  Evet, herkes şok!  Herkes iptal!  Ama ben daha şimdiden yaz için inek sağmayı öğrenmek istiyorum. Belki de blogger'lıktan emekli olup çiftçilik yapmanın vakti çoktaaaan gelmiştir...  Elveda Chanel no:5'ler, merhaba inek boku kokuları. Elveda hayalimdeki Tarık Ediz abiye koleksiyonu, merhaba möö'lemeler!  Ayy şaka bir yana tabiki de daha hali hazırda başlangıç seviyesinde olan elitliğimden asla ödün vermeyeceğim lakin hayvanların her türlüsünü sevmek, okşamak hoşuma gidiyor! Buna 500 kiloluk inekler de dahil. Ve yine kocaman bir EVET, inek sağmayı kendi özgür irademler istiyorum. (Şaşkınlıktan açılan ağızları kapatın bakayım! Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!) Darısı başınıza sinsiler!  ---------------------- Şimdi de mikrofonu iç sesinizden uzaklaştırıp

O gemi bir gün gelecek mi İsmail Abi?

Bu günlerde aynen atanamayan İsmail Abi gibi dolanıyorum ortalıkta. Hamburger'e her kavga sonunda söylediğim "Senin Mecnun olmaya cesaretin varsa ben her zaman Leyla'yım." lafı döndü dolandı sadece anılarda kaldı sanırım. Bırak Leyla ve Mecnun olmayı, İsmail Abi'nin bile basit bir versiyonuyum sadece. Benim de Şekerpare'm Hamburger oldu, o da Şekerpare gibi "Gelmicem" demedi de sadece "Bakarız" deyip duruyor. (Belirsizlikler ve numarası kalmayan ayakkabı kadar b*k bir durum daha yok bu hayatta!) Biliyorum bu işler her zaman benim hayatımdaki gibi güllük gülistanlık olmuyor, bazen seçimler yapmak gerekiyor, bazen birilerinin iyiliği için kendinden fedakarlık etmek gerekiyor.  Bense 18'ime gelip bunları yeni yeni öğreniyorum. Çünkü bu zamana kadar kimseyi Ege Bölgesi dışına uğurlamadım, kaldı ki şimdi koskoca bir Avrupa ülkesi Hamburger'i bekliyor. (Koskoca dediğime bakmayın, bizim İzmir kadar!)  Ah ulan diyorum

"Chanel'e ihtiyacım yok, ben aşk istiyorum."

Artık eskisinden daha farklıyım. Daha enerjik, daha gözü kara, daha eğlenceli ve daha bir sürü sıralanabilecek madde.  Ama gelin görün ki çevremde bu davranışlarımın farkında olabilecek kimse kalmadığı için fazlaca depresif görünüyorum!  Gerçi Hamburger bu halimi anlamayıp benden iyice uzaklaşıyor! Aslında tek istediğim sevgi ve ilgi! Yağmur altında kalmış kedi yavrularından hiçbir farkım kalmadığını ne zaman anlayacak?  Aslında şaka bir yana bugün dinlerken fark ettim ki hayatım şarkısı Fransızca olacakmış! Üstüne üstlük tek bir kelimesinden bile nefret ederken!  Hiç dinlediniz mi bilmiyorum ama Zaz'dan Je Veux! Tek kelimesiyle muhteşem.  Tabi eğer benim gibi cahilseniz çeviriyi okumadan dinlemek pek bir işe yaramıyor, sadece melodisi suratta bir kilo dondurma yemiş gibi ponçik bir his bırakıyor!  Şarkı için  https://www.youtube.com/watch?v=Tm88QAI8I5A Çeviri için  http://www.sarkicevirileri.com/zaz-je-veux-sarki-cevirisi/ "Beni mutlu edecek olan sizi