Ana içeriğe atla

Karahindiba misali bir üflemelik canın var tatlım!

"Ben yandım, selamet olsun diğerlerine."


DERMİŞİİİM! 

Yine bir çok kişiyi şoka uğrattım bu sözümle. Oysa insanlar pes etmemi 4 gözle bekliyor. Kendi başarısızlıklarını göz ardı edip kendi küçük hayat ekrandan gördüğü kadarıyla can acıtacak, yaralayacak sözler bulma peşindeler. 


Oysaki ben; her yenilginin içerisinden adeta Hızlı ve Öfkeli 7'de Jason Stathon'la dövüşüp koca bir bina altında kalan Dwayne Johnson gibi çıkıyorum. Gerçi gel de şimdi bu vizyonsuzlara Hızlı ve Öfkeli'yi anlat, bir de oyuncuları tanıt! Amaaan olacak iş değil! 

Çok doldum, çok sustum ama artık dinazor uyanıyor beybiler. Kendini kaşındınız. T-Rex yanımda halt yemiş vallahi, öyle bir ezer geçerim "Allah'ım beni neden dünyaya böyle bir aciz yaratık olarak getirdin?" diye dua ederler! 


Ayy şaka bir yana (hiçbiri şaka değildi) çok sinirli değilim, sinirleneceğim tek şey 7 maçımın tutan iddia kuponumda 8. maçımın tek bir golle beni yatırması! 

Sosyal mecralarda büyüyüp yükselmenin avantajları olduğu kadar dezavatajları da var elbette. Avantajlarından bahsedecek olursak güzel bir kitleye ulaşmak, tanımadığın insanlar tarafından sevilmek ve gerçekten takdir edilmek. En basitinden yorum olarak moralimin bozuk olduğunu bile yazsam anında gelen motive mesajları. Paylaştığım içeriklerle insanları ders çalışmaya motive etmek ve not paylaşımlarıyla çalışmalarını desteklemeyi.

Dezavantajlarına gelince etrafında seni gerçekten "çekemeyen" bir grup antiPiggy'cilerin oluşması. Yani egoistlik gibi olmasın ama o insanlara bakıyorum, yorumlarına (aslında yorum olmayan nefret kusmalarına) bakıyorum, sonra kendime bakıyorum "Bugün de çok iyisin be!" diyip bir kez daha gülümsüyorum. Evet, galiba ben kötülüklerden beslenen bir canavarım! 


BANG BANG TATLIM! ÖLDÜN ÇIK :) 

Yaz be Piggy diyorum. Sonra harcadığın efora değmeyecek diyorum. Sonra bir bakıyorum gerçekten ceketimin düğmesi kadar değerli değilsiniz. Bu da benim bir insanı tarif etmemin en kötü yolu gerçekten. 

Gerçekten çok acı şeyler yazabilirim, insanları en hassas noktasından vurup tek bir sözümle günlerce ağlatabilirim, acayip iyi kalp kırarım. 

AMA 
Bunları sadece "aciz" insanlar yapar. 
Çünkü daha önce defalarca başıma geldiği gibi yine biliyorum ki havlayan köpek ısırmıyor efenim. 
Bir insan kendi ve etrafındakiler hakkında ne kadar çok konuşuyorsa içi o kadar boştur. 


Kaybedecek hiçbir şeyim yok. Bugün alıp başımı başka bir şehre, hatta ülkeye gitsem ardımda özleyeceğim hiçkimse yok. 

Yalnız tek sorun gidecek olursam hangi eşyayı götüreceğim olur. Bir valize ayakkabı, 1 valize yazlık, 2 valize kışlık, 1 valiz oyuncak, bir orta boy valiz makyaj, elektronik alet desek... Gerçi bu liste uzar gider be Piggyseverler! 

Sahip olduğum hiçbir şeyden gocunmuyorum! 
BEN BUYUM! 
Ben böyleyim. 
Bunu diyebilmek için çok uğraştım. Ama beni ben olmadığım için kabul etmeyecek kimseyle işim yok. 
Ben hayallerime tek tek ulaşırken antiPiggy tayfası anca ekran başında oturup fesatlıklarından yüzleri domates olana kadar nefeslerini tutacaklar. Sonra Whatsapp'taki gıybet grubundan yazacaklar "Kankaaa gördün mü??" diye. Sonra belki birkaçı hata kaza fotoğraflarımı beğenir. Ertesi gün haberlerde manşet "HASETİNDEN ÇATLAYAN GRUP EVİNDE ÖLÜ BULUNDU, TÜM MÜDAHALEYE RAĞMEN KURTARILAMADI." 

Diyeceğim o ki, lütfen daha çok kıskanın. Daha çok yazın. Çünkü siz yazarsınız, ben yaşarım. 

Karahindiba misali bir üflemelik canınız var :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!

Trajik başlığımdan da anlayacağınız üzere hayatım gittikçe daha değişik bir hal alıyor ve sevgilimden ismimi alacakları danaya koymasını istedim!  Evet, herkes şok!  Herkes iptal!  Ama ben daha şimdiden yaz için inek sağmayı öğrenmek istiyorum. Belki de blogger'lıktan emekli olup çiftçilik yapmanın vakti çoktaaaan gelmiştir...  Elveda Chanel no:5'ler, merhaba inek boku kokuları. Elveda hayalimdeki Tarık Ediz abiye koleksiyonu, merhaba möö'lemeler!  Ayy şaka bir yana tabiki de daha hali hazırda başlangıç seviyesinde olan elitliğimden asla ödün vermeyeceğim lakin hayvanların her türlüsünü sevmek, okşamak hoşuma gidiyor! Buna 500 kiloluk inekler de dahil. Ve yine kocaman bir EVET, inek sağmayı kendi özgür irademler istiyorum. (Şaşkınlıktan açılan ağızları kapatın bakayım! Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!) Darısı başınıza sinsiler!  ---------------------- Şimdi de mikrofonu iç sesini...

"Chanel'e ihtiyacım yok, ben aşk istiyorum."

Artık eskisinden daha farklıyım. Daha enerjik, daha gözü kara, daha eğlenceli ve daha bir sürü sıralanabilecek madde.  Ama gelin görün ki çevremde bu davranışlarımın farkında olabilecek kimse kalmadığı için fazlaca depresif görünüyorum!  Gerçi Hamburger bu halimi anlamayıp benden iyice uzaklaşıyor! Aslında tek istediğim sevgi ve ilgi! Yağmur altında kalmış kedi yavrularından hiçbir farkım kalmadığını ne zaman anlayacak?  Aslında şaka bir yana bugün dinlerken fark ettim ki hayatım şarkısı Fransızca olacakmış! Üstüne üstlük tek bir kelimesinden bile nefret ederken!  Hiç dinlediniz mi bilmiyorum ama Zaz'dan Je Veux! Tek kelimesiyle muhteşem.  Tabi eğer benim gibi cahilseniz çeviriyi okumadan dinlemek pek bir işe yaramıyor, sadece melodisi suratta bir kilo dondurma yemiş gibi ponçik bir his bırakıyor!  Şarkı için  https://www.youtube.com/watch?v=Tm88QAI8I5A Çeviri için  http://www.sarkicevirileri.com/zaz-je-veux-sarki-cevirisi/ ...

"Herkes kendi kalbinin ekmeğini yer Acun..."

"Herkes kendi kalbinin ekmeğini yer." diyen Şeyma Subaşı kadar şanslı olamadığı için serzenişe geçen büyük bir kitle oluştu Türkiye'de. Ve özellikle de Twitter aleminde.  Söylediği sözlerden tutun da , çocuğuna, yediğine, içtiğine hatta özellikle gezdiği yerlerde.  Yerden yere vuran oldu, koruyup sahiplenen oldu. Ama en güzel de mizah malzemesi oldu.  Zaten eleştirmeye ve güldürmeye yönelik şeylere aç olan toplumumuz için Bahar Candan, Mustafa Ceceli ve listenin başından asla düşmeyen Şeyma Subaşı aslında sadece birer haber malzemesi oldular.  Sırasıyla bu karakterleri inceleyecek olursak;  Bu konuşmalar ve haberler Bahar Candan'ın işine yaradı elbet. Hukuk okuyacak kadar akıllı olup da canlı yayında teletabi dansı yapması akıllarda soru işareti bırakmıştı. Gerçi popülerliği eleştri yönlü olsa da istediği şeye kavuştu. Hatta Murat Boz ve Eser Yenenler'le bile adı anılmaya başladı. Nur Yerlitaş bunu duyunca postişleri bile şaşkınlı...