Ana içeriğe atla

Melekler yoldaşın olsun minik kahramanım.

      
Upuzun bir arada sonra karşınızda yine Piggy var, sevgili Piggyseverler!

Biraz hüzünlü, biraz kırık, eksik ve yine de mutlu olmaya çalışan bir ruh hali içindeyim.

En son 2 Mart günü yazmışım, bir daha da yazasım gelmedi. İlham perilerim yıllık izine çıkıp beni ter ettiler. Bugün de geldikleri yok zaten ama benim sadece içimi dökesim vardı. 

Öncelikle 13 Mart'ta YGS sınavına girdim ve yerleştirme kısmı çok güzel bir şekilde yapıldı. Çok mutlu çıktığım ve Türkçe'yi full beklediğim sınavdan 12 gün sonra Türkçe'nin 12 yanlış olduğunu görüp her şeye lanet edip ortalığı toza dumana katmayı planlarken bir telefonla dedemi kaybettiğimi öğrendim. 

Hamburger'in yanına gitmek için bindiğim otobüsten koşarak ve ağlayarak inip 20 dakikalık yol boyunca hayatımı sorgularken anladım ki bir dakika bile sonrasının ne olacağı belli değilken hayatı bu kadar ciddi almam ne derece doğruydu? 
Ağlaya ağlaya arayıp "yanıma gel" dediğimde bir dakika geciktirmeyip koşup gelen insanlar olduğu sürece diğerlerini ne yapacaktım? 

Aynı gün içinde cenaze işlemleri yapıldı ve bende mezara konulurken toprak attım ama şimdi düşününce her şeyi sisli bir bulut ardındaymış gibi. Bir cuma günü, hava bulutlu ve yağmurlu. Sadece defin işlemi yapılırken güneş çıktı. Geceyse şakır şakır yağmur yağdı. "Rahmet yağıyor" dedi herkes. 
İnanasım gelmedi niyeyse. Bence onlar bizim gözyaşlarımızdı. Daha bir akşam önce canlı canlı görüp Snapchat filtreleriyle gülmekten ağzı ağrıyan adam nasıl olur da şimdi toprağın altına girerdi? 
Derken bir gün geçti, iki gün geçti. Ve günler geçtikçe insan daha iyi idrak ediyormuş her şeyi. 

Ölüm Allah'ın emri. 
Ne gidene "kal" demeye gücümüz yetiyor, ne de bazı şeyleri engellemeye. 80 yıllık hayat macerasına bir hayat arkadaşı, iki tane kız, bir torunluk yer ayırmışsın koca çınarım. Yetmemiş zamanında Almanya'nın altını üstünü getirmişsin. Çok zorluk çekmişsin ama yeri geldi mi dibine kadar gülüp eğlenmeyi, sevmeyi bilmişsin. 

Son bir yıldır yolunda gitmeyen sağlığının tüm aile bireyleri farkındaydık ama sen ısrarla gitmek istemedin. Oysa ki daha önce 3 ameliyat geçirip sanatoryumlarda bile 2 yılını harcamışsın. Belki de zamanında çok çektiğin için şimdi tüm doktorlardan kaçıyordun. Bilemedik böyle olacağını. Hep bana derdin "iyi bak anneannene" diye. Şimdi bana emanet hayat arkadaşın. Gözün arkada kalmasın asla. 

Şimdi senden geriye kalan tüm kazakların ve bazı gömleklerin bende. :) 
Güneş gözlüklerin, fotoğrafların, saatin. 





En güzel hatıralar fotoğraflar artık. 
Şimdilik yanımda olamasan da biliyorum ki gözün hep üzerimde. 
Bana şans dile her şey için. Dualarına ihtiyacım var minik kahramanım. 
Melekler umarım hep yoldaşın olur.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!

Trajik başlığımdan da anlayacağınız üzere hayatım gittikçe daha değişik bir hal alıyor ve sevgilimden ismimi alacakları danaya koymasını istedim!  Evet, herkes şok!  Herkes iptal!  Ama ben daha şimdiden yaz için inek sağmayı öğrenmek istiyorum. Belki de blogger'lıktan emekli olup çiftçilik yapmanın vakti çoktaaaan gelmiştir...  Elveda Chanel no:5'ler, merhaba inek boku kokuları. Elveda hayalimdeki Tarık Ediz abiye koleksiyonu, merhaba möö'lemeler!  Ayy şaka bir yana tabiki de daha hali hazırda başlangıç seviyesinde olan elitliğimden asla ödün vermeyeceğim lakin hayvanların her türlüsünü sevmek, okşamak hoşuma gidiyor! Buna 500 kiloluk inekler de dahil. Ve yine kocaman bir EVET, inek sağmayı kendi özgür irademler istiyorum. (Şaşkınlıktan açılan ağızları kapatın bakayım! Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!) Darısı başınıza sinsiler!  ---------------------- Şimdi de mikrofonu iç sesinizden uzaklaştırıp

O gemi bir gün gelecek mi İsmail Abi?

Bu günlerde aynen atanamayan İsmail Abi gibi dolanıyorum ortalıkta. Hamburger'e her kavga sonunda söylediğim "Senin Mecnun olmaya cesaretin varsa ben her zaman Leyla'yım." lafı döndü dolandı sadece anılarda kaldı sanırım. Bırak Leyla ve Mecnun olmayı, İsmail Abi'nin bile basit bir versiyonuyum sadece. Benim de Şekerpare'm Hamburger oldu, o da Şekerpare gibi "Gelmicem" demedi de sadece "Bakarız" deyip duruyor. (Belirsizlikler ve numarası kalmayan ayakkabı kadar b*k bir durum daha yok bu hayatta!) Biliyorum bu işler her zaman benim hayatımdaki gibi güllük gülistanlık olmuyor, bazen seçimler yapmak gerekiyor, bazen birilerinin iyiliği için kendinden fedakarlık etmek gerekiyor.  Bense 18'ime gelip bunları yeni yeni öğreniyorum. Çünkü bu zamana kadar kimseyi Ege Bölgesi dışına uğurlamadım, kaldı ki şimdi koskoca bir Avrupa ülkesi Hamburger'i bekliyor. (Koskoca dediğime bakmayın, bizim İzmir kadar!)  Ah ulan diyorum

"Chanel'e ihtiyacım yok, ben aşk istiyorum."

Artık eskisinden daha farklıyım. Daha enerjik, daha gözü kara, daha eğlenceli ve daha bir sürü sıralanabilecek madde.  Ama gelin görün ki çevremde bu davranışlarımın farkında olabilecek kimse kalmadığı için fazlaca depresif görünüyorum!  Gerçi Hamburger bu halimi anlamayıp benden iyice uzaklaşıyor! Aslında tek istediğim sevgi ve ilgi! Yağmur altında kalmış kedi yavrularından hiçbir farkım kalmadığını ne zaman anlayacak?  Aslında şaka bir yana bugün dinlerken fark ettim ki hayatım şarkısı Fransızca olacakmış! Üstüne üstlük tek bir kelimesinden bile nefret ederken!  Hiç dinlediniz mi bilmiyorum ama Zaz'dan Je Veux! Tek kelimesiyle muhteşem.  Tabi eğer benim gibi cahilseniz çeviriyi okumadan dinlemek pek bir işe yaramıyor, sadece melodisi suratta bir kilo dondurma yemiş gibi ponçik bir his bırakıyor!  Şarkı için  https://www.youtube.com/watch?v=Tm88QAI8I5A Çeviri için  http://www.sarkicevirileri.com/zaz-je-veux-sarki-cevirisi/ "Beni mutlu edecek olan sizi