Ana içeriğe atla

Yazıyorum, çiziyorum, yaşıyorum!

Bu bloga yazmaya başlayalı neredeyse 9 ay olmuş. Çoğu şeyi ilk sizinle paylaştım. Kırgınlıklarımı sonra tekrardan eski hayatıma dönüş aşamalarımı, mutluluklarımı, sevinçlerimi, başıma gelen olayları, aşkımı, Hamburger'imi kısacası 18 yaşında bir genç kızın hayatını HD olarak size aktarıyorum. Yazdığım her şey kendi fikirlerim ve duygularım. Benim yaşantıma ve kafa yapıma sahip olmadan tarafsız bir yorum yapmanız imkansız. İllaki sevin, yorum atın veya beğenin demiyorum. Öyle bir hakkım da yok. Kendimi çevremdekilere beğendirmek için kıçımı yırtma aşamasını ve yaşını da geçtiğimi düşünüyorum. Bu sözleri okuyup da sizi bir tarafıma bile takmıyorum dediğimi de zannetmeyin sakın. Yorumlarınız benim için çok değerli. Ve resmen manevi olarak insana destek veriyor. Şu an için belki de hayatımın en stresli anında, sürekli değişen bir ruh hali içinde olduğum için yazılarımında bir tutarlılık göremiyor olmanız normal. Ama bunu saçmalamak için görmek ne derece doğru bilemiyorum. Bir de şu açıdan düşünün aramızda resmen bir nesil var. Okuyucularımın yaşlarını bilmiyorum ama benim yaşımda okuyup beğenen de var, annem yaşında da. Yazılarımda mantık arayıp da Elif Şafak tarzı bir yazın da beklemeyin. Ben eğlenmek ve dinlenmek için yazıyorum. Siz de o amaçla okuyun. Örnek almayın ama yaptıklarımı da evde denemeyin! (Yazar burda piç gülüşü atıyor!) Velhasıl diyeceğim şudur ki sevgili okurlarım. Ben bir modern çağa hapsolmuş bir prensesim. Kendi krallığımı kendim yarattım. Hayal gücümün sınırlarını kendim zorladım. Kendimi böyle hissediyorsam bu şekilde yetişip, bana şu anda böyle davranıldığı içindir. Beni yargılamak, laf etmek veya eleştirmek kimsenin haddine değil. Beğeniyorsanız böyle okuyun. Beğenmiyorsanız da s..... Ayy durun şaka şaka prenses bünyem bunlara müsait değil. Gerçi Hamburger'im de küfredişime bayılıyor ama yaş gruplarını göz önünde bulunarak edeplice yazıyorum. YAZIYORUM, ÇİZİYORUM, YAŞIYORUM! :) Hepinize mis kokulu öpücükler!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!

Trajik başlığımdan da anlayacağınız üzere hayatım gittikçe daha değişik bir hal alıyor ve sevgilimden ismimi alacakları danaya koymasını istedim!  Evet, herkes şok!  Herkes iptal!  Ama ben daha şimdiden yaz için inek sağmayı öğrenmek istiyorum. Belki de blogger'lıktan emekli olup çiftçilik yapmanın vakti çoktaaaan gelmiştir...  Elveda Chanel no:5'ler, merhaba inek boku kokuları. Elveda hayalimdeki Tarık Ediz abiye koleksiyonu, merhaba möö'lemeler!  Ayy şaka bir yana tabiki de daha hali hazırda başlangıç seviyesinde olan elitliğimden asla ödün vermeyeceğim lakin hayvanların her türlüsünü sevmek, okşamak hoşuma gidiyor! Buna 500 kiloluk inekler de dahil. Ve yine kocaman bir EVET, inek sağmayı kendi özgür irademler istiyorum. (Şaşkınlıktan açılan ağızları kapatın bakayım! Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!) Darısı başınıza sinsiler!  ---------------------- Şimdi de mikrofonu iç sesinizden uzaklaştırıp

O gemi bir gün gelecek mi İsmail Abi?

Bu günlerde aynen atanamayan İsmail Abi gibi dolanıyorum ortalıkta. Hamburger'e her kavga sonunda söylediğim "Senin Mecnun olmaya cesaretin varsa ben her zaman Leyla'yım." lafı döndü dolandı sadece anılarda kaldı sanırım. Bırak Leyla ve Mecnun olmayı, İsmail Abi'nin bile basit bir versiyonuyum sadece. Benim de Şekerpare'm Hamburger oldu, o da Şekerpare gibi "Gelmicem" demedi de sadece "Bakarız" deyip duruyor. (Belirsizlikler ve numarası kalmayan ayakkabı kadar b*k bir durum daha yok bu hayatta!) Biliyorum bu işler her zaman benim hayatımdaki gibi güllük gülistanlık olmuyor, bazen seçimler yapmak gerekiyor, bazen birilerinin iyiliği için kendinden fedakarlık etmek gerekiyor.  Bense 18'ime gelip bunları yeni yeni öğreniyorum. Çünkü bu zamana kadar kimseyi Ege Bölgesi dışına uğurlamadım, kaldı ki şimdi koskoca bir Avrupa ülkesi Hamburger'i bekliyor. (Koskoca dediğime bakmayın, bizim İzmir kadar!)  Ah ulan diyorum

"Chanel'e ihtiyacım yok, ben aşk istiyorum."

Artık eskisinden daha farklıyım. Daha enerjik, daha gözü kara, daha eğlenceli ve daha bir sürü sıralanabilecek madde.  Ama gelin görün ki çevremde bu davranışlarımın farkında olabilecek kimse kalmadığı için fazlaca depresif görünüyorum!  Gerçi Hamburger bu halimi anlamayıp benden iyice uzaklaşıyor! Aslında tek istediğim sevgi ve ilgi! Yağmur altında kalmış kedi yavrularından hiçbir farkım kalmadığını ne zaman anlayacak?  Aslında şaka bir yana bugün dinlerken fark ettim ki hayatım şarkısı Fransızca olacakmış! Üstüne üstlük tek bir kelimesinden bile nefret ederken!  Hiç dinlediniz mi bilmiyorum ama Zaz'dan Je Veux! Tek kelimesiyle muhteşem.  Tabi eğer benim gibi cahilseniz çeviriyi okumadan dinlemek pek bir işe yaramıyor, sadece melodisi suratta bir kilo dondurma yemiş gibi ponçik bir his bırakıyor!  Şarkı için  https://www.youtube.com/watch?v=Tm88QAI8I5A Çeviri için  http://www.sarkicevirileri.com/zaz-je-veux-sarki-cevirisi/ "Beni mutlu edecek olan sizi