Ana içeriğe atla

Maymun diyor ki "Seni seçtim Pikaçuuu!"

Aşk ne kadar da garip bir duygu değil mi sevgili Piggyseverler!?

Resmen şu hayatta (eğer gerçek aşkı bulduysanız) bir insanın gözlerine bakıp cenneti görmek gibi bir şey. 


Ya da bakıp bakıp "Ne işim var benim bu lavukla?" diye kendini sorgulamak için de harika bir neden.

Bir de 3. bir türümüz var o da "ölümüne yalnızlar". Allah beni, sizleri, hepimizi öyle olmaktan korusun. İnsan en azından canı sıkkın olduğunda bir mesajla yanına koşabilen birileri olsun istiyor azizim. Bazıları her ne kadar itiraz etse de kalbi atan her insanın sevilmeye ihtiyacı vardır. 

Hamburger'i ilk gördüğüm günü hatırlıyorum. Benim doğum günümdü ama başka bir arkadaşımla aynı güne denk geldiği için onun doğum günü organizasyonundaydım. O sıralar başka bir erkek arkadaşım vardı, o da beni her zamanki yalanlarıyla kandırıp beni tek başıma bırakmıştı. 

İlk kez o gün gördüm. Hatta sempatik insanlara büyük bir özlem duyduğum için o kadar çok hoşuma gitmişti ki arkadaşıma "Sevgilim olmasa tanıştırmanı isterdim" demeyi bile göze almıştım. Oysaki o aralar hayatım bildiğin aşiret dizisiydi. 

Ondan tam 8 ay sonra dileğim gerçek oldu, çok başka bir yerde, başka insanlarla, başka bir Piggy'le. 


Öyle şeylere inanır mısınız bilmem ama günün belli saatlerinde edilen dualar mutlaka kabul olurmuş. Duaların, dileklerin veya beklentilerin kapısı açık olduğu için ne istenirse olurmuş. Bu yüzden de bu işin alimi kimseler "Allah'tan istemekten çekinmeyin, bugün olmazsa yarın olur, yarın olmazsa haftaya olur. Ama sizin için mutlaka en hayırlısı olur." demişlerdir. Bunun doğruluğu bundan tam 320 gün önce anladım. 

Lafı uzatmadan konuya döneyim ben. 

O gun ikimizin de ortak arkadaşı olan Bay X sayesinde biz 45 dakika gecikmeli de olsa buluştuk. 
Düşünün 45 dakika sap gibi bekleyen bir Piggy. 
Ama şimdilerde düşünüyorum da eğer beklemeseydim hayatım çok farklı bir çizgide (çizgi demek bile az kalır, ayrı bir boyutta) devam ediyor olurdu. 

Kadere inanan birisi olarak bu karşılaşmaya da asla karşı çıkmadım. Hayatımda ilk olarak mantığımı değil de duygularımı kullandım. 


İlk görüşümde gözlerimden kalpler fışkırdı diyemem. 
Ama sempatikliği ve davranışları gönlümün yavaştan ona kaymasına sebep oldu. Aaa bir de yamuk Türkçesi'ni ve şivesini de unutmamak gerekiyor. 


Resmen "SENİ SEÇTİM PİKAÇUUUU!" deyip kucağına atlayasım geldi. Bunu asla inkar edemem. 

Zaten hala daha gülerken yamulan ağzına ve yamuk ön dişine ayrı hastayım. 


Yani ilk buluşmada gelişen hisler (ikimizin de birbirimiz hakkındaki düşünceleri ve planları farklı dahi olsa) sonunda tek bir noktada buluştu ve bugünkü konuma geldik. 

Bugünkü konum ne diye soracak olursanız karşılıklı kokoreç yiyip ölümüne dedikodu yapıyoruz. Sabah kahvaltısı olarak da yoldaki dut ağaçlarına saldırıyoruz.

Daha doğrusu ben saldırıp sonra siyah leke olan ellerimi ona siliyorum farkettirmeden :') 


Bazen inişler çıkışlar da oluyor elbet. Genellikle birbirimizi anlayamadığımız için sudan sebeplerle kavga edip birbirimize aptal aptal tripler atıyoruz. (Yada ben atıyorum!) Sabah uyanınca o kadar çok özlemiş oluyorum ki geceki kavgayı unutup hemen "Günaydın ballı lokmam" temalı mesajlarla onu aşkla uyandırıyorum. 

Sanırım bir zamanlar en nefret ettiğim sevgili tipine döndüm. Aşk dolu, birazcık fazla cıvık. Demek ki neymiş hiç kimseyi kınamamak gerekiyor-MUŞ! 
Gerçi her kınadığım bu şekilde güzelce başıma gelecekse ben şimdiden listeme başlayabilirim! :) 


Sonunda kokoreç ve dut yemekten kocaman bir ayıcığa bile dönüşsem seni sevmekten vazgeçmeyeceğim Hamburger! 

Maymun dediğin ilk gün hala aklımda. "Kanka bana maymunum dediiiiğğğğ!!!" 


Velhasıl kelam ömrümün geri kalanını sözlük olarak geçirmek bile söz konusu olsa seve seve seninle kalabilirim Hamburger! :) 

Beni sevmekten asla vazgeçme. 

Derdime ortak olup, benle birlikte Hamburger'i de hayatına ortak eden herkese teşekkür ederiz. İyi ki varsınız, iyi ki başınızı boş yere şişirebiliyorum :)


Instagram'dan takip etmeyi unutmayın! :)

Yorumlar


  1. Merhaba darı, Günümüzde sağlıklı mısınız, böbrek bağışına hazır olduğunuzu biliyorsanıaz (birincil masraflarla 500.000 dolar ödersiniz), hayatınızı kurtararak maddi hayatınızı değiştirmek ister misiniz, bağış yapın ve bağış yapın. Acilen 17 böbrek bağışı için acilen böbrek hastanemize acele ediyoruz.
    Talebinizi doktorunuza yazın: doktoryekterkidneytransplant@gmail.com
    Değil: ameliyat için seyahat etmeye hazır ve sadece sağlıklı insanlar

    Hasan Yekter.
    doktoryekterkidneytransplant@gmail.com



    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba!!
      Şu anda acil nakil için 5 böbrek vericisine ihtiyacımız var, her böbrek vericisine toplam 450.000,00 USD tazmin edilecek. İlgilenen kişi lütfen bu e-posta ile iletişime geçmelidir: doktor.michaellarry@gmail.com
      % 100 garanti.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!

Trajik başlığımdan da anlayacağınız üzere hayatım gittikçe daha değişik bir hal alıyor ve sevgilimden ismimi alacakları danaya koymasını istedim!  Evet, herkes şok!  Herkes iptal!  Ama ben daha şimdiden yaz için inek sağmayı öğrenmek istiyorum. Belki de blogger'lıktan emekli olup çiftçilik yapmanın vakti çoktaaaan gelmiştir...  Elveda Chanel no:5'ler, merhaba inek boku kokuları. Elveda hayalimdeki Tarık Ediz abiye koleksiyonu, merhaba möö'lemeler!  Ayy şaka bir yana tabiki de daha hali hazırda başlangıç seviyesinde olan elitliğimden asla ödün vermeyeceğim lakin hayvanların her türlüsünü sevmek, okşamak hoşuma gidiyor! Buna 500 kiloluk inekler de dahil. Ve yine kocaman bir EVET, inek sağmayı kendi özgür irademler istiyorum. (Şaşkınlıktan açılan ağızları kapatın bakayım! Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!) Darısı başınıza sinsiler!  ---------------------- Şimdi de mikrofonu iç sesinizden uzaklaştırıp

O gemi bir gün gelecek mi İsmail Abi?

Bu günlerde aynen atanamayan İsmail Abi gibi dolanıyorum ortalıkta. Hamburger'e her kavga sonunda söylediğim "Senin Mecnun olmaya cesaretin varsa ben her zaman Leyla'yım." lafı döndü dolandı sadece anılarda kaldı sanırım. Bırak Leyla ve Mecnun olmayı, İsmail Abi'nin bile basit bir versiyonuyum sadece. Benim de Şekerpare'm Hamburger oldu, o da Şekerpare gibi "Gelmicem" demedi de sadece "Bakarız" deyip duruyor. (Belirsizlikler ve numarası kalmayan ayakkabı kadar b*k bir durum daha yok bu hayatta!) Biliyorum bu işler her zaman benim hayatımdaki gibi güllük gülistanlık olmuyor, bazen seçimler yapmak gerekiyor, bazen birilerinin iyiliği için kendinden fedakarlık etmek gerekiyor.  Bense 18'ime gelip bunları yeni yeni öğreniyorum. Çünkü bu zamana kadar kimseyi Ege Bölgesi dışına uğurlamadım, kaldı ki şimdi koskoca bir Avrupa ülkesi Hamburger'i bekliyor. (Koskoca dediğime bakmayın, bizim İzmir kadar!)  Ah ulan diyorum

"Chanel'e ihtiyacım yok, ben aşk istiyorum."

Artık eskisinden daha farklıyım. Daha enerjik, daha gözü kara, daha eğlenceli ve daha bir sürü sıralanabilecek madde.  Ama gelin görün ki çevremde bu davranışlarımın farkında olabilecek kimse kalmadığı için fazlaca depresif görünüyorum!  Gerçi Hamburger bu halimi anlamayıp benden iyice uzaklaşıyor! Aslında tek istediğim sevgi ve ilgi! Yağmur altında kalmış kedi yavrularından hiçbir farkım kalmadığını ne zaman anlayacak?  Aslında şaka bir yana bugün dinlerken fark ettim ki hayatım şarkısı Fransızca olacakmış! Üstüne üstlük tek bir kelimesinden bile nefret ederken!  Hiç dinlediniz mi bilmiyorum ama Zaz'dan Je Veux! Tek kelimesiyle muhteşem.  Tabi eğer benim gibi cahilseniz çeviriyi okumadan dinlemek pek bir işe yaramıyor, sadece melodisi suratta bir kilo dondurma yemiş gibi ponçik bir his bırakıyor!  Şarkı için  https://www.youtube.com/watch?v=Tm88QAI8I5A Çeviri için  http://www.sarkicevirileri.com/zaz-je-veux-sarki-cevirisi/ "Beni mutlu edecek olan sizi