Ana içeriğe atla

Seninle bir Popeyes kovasını paylaşabilir miyiz sevdiceğim!?

"SENİNLE BİR POPEYES KOVASI PAYLAŞABİLİR MİYİZ SEVDİCEĞİM?" herhalde en güzel evlilik teklifi cümlesi. Düşünün elinde bir kova acılı kanatla gelip dizlerinin üzerine söküp size soğan halkasıyla evlenme teklifi ediyor! Heyt be ideal ilişki! 


Konuya yine evlilik teklifinden girip asıl konudan devam edeyim sevgili Piggysever'ler. Görüşmeyeli nasılsınız, iyi misiniz? Umarım iyisinizdir. Beni soracak olursanız Hamburger'i gördüğüm her gün iyi, görmediğim günler biraz hırçın, yaklaşan LYS sınavlarının verdiği agresiflik ve negatiflikle de yaşamaya çalışıyorum. 

Cuma son gun sınavlar için. Cumartesi sosyal, pazar matematik, haftaya pazar edebiyat. 
Ve Piggy sonrasında ölü mü yoksa süper mi, bilemeyeceğiz. Lütfen bana şans dileyin. Bu sınavlar için bolca şansa ihtiyacım olacak!


Şimdi gelelim bugünkü maceralarıma. 
Sabahın köründe kalkıp Hamburger'le LYS'e gireceğimiz okullara bakmak için trenle 45 dakika boyunca yol gittik. 
Aman ben yollarda öle öle bir hal oldum! Bu prenses bünyem trenin sarsıntılı yolculuğunu kaldırmadı ve daha binmeden bulanmaya başladı. Çaktırmayayım dedim ama sonra iş baya baya ciddileşince korkup yüzüme yıkamaya gittim. Allah'tan duam hemen kabul oldu da yol bitti. 

meraklısına dip not: bu mide bulantısı beni öldürecek, mezara koyup üstüme de kaktüsü dikecek cidden. Niye kaktüs diye soracak olursanız eğer düşmanlarım ziyarete gelecek olursa totoşlarına, ellerine batsın diye! Öldükten sonra bile sevmediklerime kıyak yapmaktan asla ve asla vazgeçmiyorum. Yaşasın prenseslik! 


Hamburger'le sırasıyla ilk olarak onun sınava gireceği yerleri, sonra da benim okulları gezdik. Sanırım amcası gezdirmeseydi biz o yolları yürürken kesin ölmüştük! Yağmur sıcağı bir yandan, nem bir yandan varlığımı sorguladım resmen. 


 Sınava gireceğim yerler iyi hoş ama tek sorun ve hatta en önemli sorun edebiyat sınava gireceğim okulun ilköğretim olmasından dolayı sıraların bacağımın boyu kadar olması! 

Sen gel ÖSYM sitesine boyunu 5 cm fazla yaz, üniversiteler çıksın diye sonra bir bak şansına ilköğretim okulunda hobbitleri sınıfına düş! Nasıl bir beddua var üstümde çözemedim. 

Neyse bu da diğer 2 sınavın nazar boncuğu olsun deyip aç karınlarımızı doyurmaya Popeyes'e gittik.  Popeyes denen illeti KFC ile karıştıran Piggy'ye kaç puan?


Bu yanlış anlaşılma kısa sürede çözüldü ve bizde kocaman bir kova sipariş edip aç karınlarımızı doyurmaya çalıştık! 
Ve bu Piggy tabiki 5 parça yiyip geri kalan yaklaşık 1 kiloluk tavuğu Hamburger'e yedirdim!

 Soruyorum sana ey tontişlik abidesi Hamburger seni ben kadar iyi besleyen birisini bulabilir misin?

TABİKİ N'AYIR!


Valla üşenmeyip Cüneyt Arkın'dan tokat yiyen Hülya Koçyiğit tarzı bir efekt bile verdim yazıya. Ah ulen işte bir Piggy kolay yetişmiyor ama bu eğitim sistemi değerimi bilmiyor... 

Prenses efkarlı, uzatın ordan bir yaban mersini aromalı kefir! 

Ya da kefiri boşverin Hamburger'i bana yollayın! :))))))


Aa bir de şunu demeden geçemeyeceğim. Hayatımın en en en güzel hediyesini almış olabilirim! (Durun bir dakika, zihinlerinizden hamile olduğumu geçirmeyin; yakarım çıranızı!!) 

Hamburger bana unicorn aldı! Hem de pembe renk!! 
Allah'ım ben bu veledi yiyip bitirmeyeyim de ne yapayım? Gerçi yanında amcası ve yengesi var diye suratını fazla mıncıklayamadım ama yarın yanaklarını morartmazsam bana da "Piggy" demesinler uleyn!


Bu post da burada biter, Piggy Avrupa Yakası izlemeye gider ve sizlere de iyi okumalar diler. 

Vee son olarak Hamburger'e söyleyeceğim bir şey daha var! :) (Bugün de çenem baya düştü dimi?)

Daha sana pespembe waffle yedireceğim çok buluşma olacak sevdiceğim. Diğer Popeyes kovaları başında görüşmek üzere! 

Herkese mis kokulu öpücükler! :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!

Trajik başlığımdan da anlayacağınız üzere hayatım gittikçe daha değişik bir hal alıyor ve sevgilimden ismimi alacakları danaya koymasını istedim!  Evet, herkes şok!  Herkes iptal!  Ama ben daha şimdiden yaz için inek sağmayı öğrenmek istiyorum. Belki de blogger'lıktan emekli olup çiftçilik yapmanın vakti çoktaaaan gelmiştir...  Elveda Chanel no:5'ler, merhaba inek boku kokuları. Elveda hayalimdeki Tarık Ediz abiye koleksiyonu, merhaba möö'lemeler!  Ayy şaka bir yana tabiki de daha hali hazırda başlangıç seviyesinde olan elitliğimden asla ödün vermeyeceğim lakin hayvanların her türlüsünü sevmek, okşamak hoşuma gidiyor! Buna 500 kiloluk inekler de dahil. Ve yine kocaman bir EVET, inek sağmayı kendi özgür irademler istiyorum. (Şaşkınlıktan açılan ağızları kapatın bakayım! Evlenip ineklerimin anası, evimin kadını, kocamın prensesi olacağım!) Darısı başınıza sinsiler!  ---------------------- Şimdi de mikrofonu iç sesinizden uzaklaştırıp

O gemi bir gün gelecek mi İsmail Abi?

Bu günlerde aynen atanamayan İsmail Abi gibi dolanıyorum ortalıkta. Hamburger'e her kavga sonunda söylediğim "Senin Mecnun olmaya cesaretin varsa ben her zaman Leyla'yım." lafı döndü dolandı sadece anılarda kaldı sanırım. Bırak Leyla ve Mecnun olmayı, İsmail Abi'nin bile basit bir versiyonuyum sadece. Benim de Şekerpare'm Hamburger oldu, o da Şekerpare gibi "Gelmicem" demedi de sadece "Bakarız" deyip duruyor. (Belirsizlikler ve numarası kalmayan ayakkabı kadar b*k bir durum daha yok bu hayatta!) Biliyorum bu işler her zaman benim hayatımdaki gibi güllük gülistanlık olmuyor, bazen seçimler yapmak gerekiyor, bazen birilerinin iyiliği için kendinden fedakarlık etmek gerekiyor.  Bense 18'ime gelip bunları yeni yeni öğreniyorum. Çünkü bu zamana kadar kimseyi Ege Bölgesi dışına uğurlamadım, kaldı ki şimdi koskoca bir Avrupa ülkesi Hamburger'i bekliyor. (Koskoca dediğime bakmayın, bizim İzmir kadar!)  Ah ulan diyorum

"Chanel'e ihtiyacım yok, ben aşk istiyorum."

Artık eskisinden daha farklıyım. Daha enerjik, daha gözü kara, daha eğlenceli ve daha bir sürü sıralanabilecek madde.  Ama gelin görün ki çevremde bu davranışlarımın farkında olabilecek kimse kalmadığı için fazlaca depresif görünüyorum!  Gerçi Hamburger bu halimi anlamayıp benden iyice uzaklaşıyor! Aslında tek istediğim sevgi ve ilgi! Yağmur altında kalmış kedi yavrularından hiçbir farkım kalmadığını ne zaman anlayacak?  Aslında şaka bir yana bugün dinlerken fark ettim ki hayatım şarkısı Fransızca olacakmış! Üstüne üstlük tek bir kelimesinden bile nefret ederken!  Hiç dinlediniz mi bilmiyorum ama Zaz'dan Je Veux! Tek kelimesiyle muhteşem.  Tabi eğer benim gibi cahilseniz çeviriyi okumadan dinlemek pek bir işe yaramıyor, sadece melodisi suratta bir kilo dondurma yemiş gibi ponçik bir his bırakıyor!  Şarkı için  https://www.youtube.com/watch?v=Tm88QAI8I5A Çeviri için  http://www.sarkicevirileri.com/zaz-je-veux-sarki-cevirisi/ "Beni mutlu edecek olan sizi